اَلْقَعْمُ [el-ḵaʹm] (ḵâf’ın fethiyle) Kedi mavlamak maʹnâsınadır; yukâlu: قَعِمَ الْقَيْعَمُ قَعْمًا إِذَا صَاحَ
اَلْقَعَمُ [el-ḵaʹam] (fethateynle) Baʹzı adamın kıynaklarında olan eğriliğe ve yumruluğa denir ki taşra çıkık olarak bir tarafa eğri olmaktan ʹibârettir; yukâlu: فِي أَلْيَتَيْهِ قَعَمٌ أَيْ مَيْلٌ وَارْتِفَاعٌ Ve bir kimse bir maraza uğramak maʹnâsınadır; yukâlu: قَعِمَ الرَّجُلُ قَعَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَصَابَهُ دَاءٌ
اَلْقَعَمُ [el-ḵaʹam] (fethateynle) Burunda olan eğriliktir; yukâlu: فِي أَنْفِهِ قَعَمٌ أَيْ مَيْلٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı