Kamus-ı Muhit - الكثب maddesi

اَلْكَثَبُ [el-keseb] (fethateynle) Yakınlık maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَاهُ مِنْ كَثَبٍ أَيْ مِنْ قُرْبٍ Ve

كَثَبٌ [Kešamp;eb] Ṯayyi΄ kabîlesi diyârında bir mevziʹ adıdır.

اَلْكَثْبُ [el-kešamp;b] (kâf’ın fethi ve šamp;â-yı müsellesenin sükûnuyla) Biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَبَ الشَّيْءَ كَثْبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا جَمَعَهُ Ve birikmek maʹnâsına olmakla müteʹaddî ve lâzım olur; yukâlu: كَثَبَ الْقَوْمُ إِذَا اجْتَمَعُوا Ve su makûlesini dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَبَ الْمَاءَ إِذَا صَبَّهُ Ve girmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَبَ فِيهِ إِذَا دَخَلَ Ve

كَثْبٌ [kešamp;b] Ṯayyi΄ kabîlesine mahsûs bir dere adıdır. Ve

كَثْبٌ [kešamp;b] Saydın كَاثِبَةٌ [kâšamp;ibet]i râmînin tüleğine gelmek maʹnâsınadır ki كَاثِبَةٌ [kâšamp;ibet]ten me΄hûz olur; tekûlu: كَثَبَكَ الصَّيْدُ فَارْمِهِ أَيْ أَمْكَنَكَ مِنْ كَاثِبَتِهِ Şârihin beyânına göre كَثْبٌ [kešamp;b] kurb maʹnâsınadır, كَثَبٌ [kešamp;eb] gibi ki fethateynledir. Kaldı ki savâb olan bu mâdde ifʹâl bâbından olmaktır. Cemîʹ-i ümmehâtta ifʹâlden olarak mersûmdur. Hattâ Esâs’ta وَأَكْثَبَكَ الصَّيْدُ فَارْمِهِ أَيْ أَمْكَنَكَ مِنْ كَاثِبَتِهِ كَمَا يُقَالُ أَفْقَرَكَ أَيْ أَمْكَنَكَ مِنْ فَقَارِهِ ʹibâretiyle müsebbettir. Ve bir nesneyi baş aşağı çevirmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَبَ كِنَانَتَهُ أَيْ نَكَبَهَا Ve bir kimse üzere hamle ve hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَبَ عَلَيْهِ إِذَا حَمَلَ وَكَرَّ عَلَيْهِ Ve hayvânın sütü çekilip azalmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَبَ لَبَنُ الشَّاةِ إِذَا قَلَّ

Vankulu Lugatı - الكثب maddesi

اَلْكُثَبُ [el-kušamp;eb] (kâf’ın zammı ve šamp;â’nın fethiyle) كُثْبَةٌ [kušamp;bet]in cemʹidir. Ve her nesne ki az az cemʹ oluna, ona كُثْبَةٌ [kušamp;bet] derler.

اَلْكَثَبُ [el-kešamp;eb] (fethateynle) Yakın olmak, kurb maʹnâsına; yukâlu: رَمَاهُ مِنْ كَثَبٍ Yaʹnî “Onu yakın yerden attı.”

اَلْكَثْبُ [el-kešamp;b] Cemʹ etmek; yukâlu: كَثَبْتُ الشَّيْءَ أَكْثِبُهُ كَثْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ جَمَعْتُهُ