اَللَّجِبُ [el-lecib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Gürültülü ʹaskere denir; yukâlu: جَيْشٌ لَجِبٌ أَيْ ذُو لَجَبٍ
اَللَّجَبُ [el-leceb] (lâm’ın ve cîm’in fethiyle) Nâs çığıltı ve gırîv ve şamâta eylemek maʹnâsınadır; yukâlu. لَجِبُوا لَجَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَاحُوا Ve denizin mevcleri muztarib olmakla gürültü peydâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَجِبَ الْبَحْرُ إِذَا هَاجَ وَاضْطَرَبَ
اَللَّجَبُ [el-leceb] (fethateynle) Savt edip haykırmak; tekûlu: لَجِبَ يَلْجَبُ لَجَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ ve yukâlu: جَيْشٌ لَجَبٌ عَرَمْرَمٌ Yaʹnî savt ve kesret sâhibi; ve yukâlu: بَحْرٌ ذُو لَجَبٍ إِذَا سُمِعَ اضْطِرَابُ أَمْوَاجِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı