اَللَّقِصُ [el-leḵiṡ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Dar nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ لَقِصٌ أَيْ ضَيِّقٌ Ve yanşak olup şerr ü şûrda çabuk olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ لَقِصٌ أَيِ الْكَثِيرُ الْكَلاَمِ سَرِيعُ الشَّرِّ
اَللَّقَصُ [el-leḵaṡ] (lâm’ın ve ḵâf’ın fethiyle) Daralmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَقِصَ الشَّيْءُ لَقَصًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إَذَا ضَاقَ Ve gönül bulanıp miʹde dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَقِصَتْ نَفْسُهُ إِذَا غَثَتْ وَخَبُثَتْ
اَللَّقْصُ [el-laḵṡ] (نَقْصٌ [naḵṡ] vezninde) Deriyi âteşte köyündürmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَقَصَ جِلْدَهُ لَقْصًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَحْرَقَهُ Zâhiren bu bilâ-şart vârid olan bâb-ı sâlistendir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı