اَللَّوَمُ [el-levem] (fethateynle) Nâsa çok levm ve ʹitâb eylemeğe denir.
اَللُّوَّامُ [el-luvvâm] (زُنَّارٌ [zunnâr] vezninde) ve
اَللُّوَّمُ [el-luvvem] ve
اَللُّيَّمُ [el-luyyem] (رُكَّعٌ [rukkaʹ] veznlerinde) لَائِمٌ [lâ΄im] lafzından cemʹlerdir; yukâlu: رَجُلٌ لَائِمٌ وَقَوْمٌ لُوَّامٌ وَلُوَّمٌ وَلُيَّمٌ
اَللَّوْمُ [el-levm] (نَوْمٌ [nevm] vezninde) ve
اَللَّوْمَى [el-levmâ] (kasr ile) ve
اَللَّائِمَةُ [el-lâ΄imet] (نَافِلَةٌ [nâfilet] vezninde) İsmlerdir, ʹazl ve ʹitâb ve serzeniş maʹnâsınadır ki Türkîde kınamak taʹbîr olunur; yukâlu: إِسْتَحَقَّ اللَّوْمَ وَاللَّوْمَى وَاللَّائِمَةَ أَيِ الْعَذْلَ Ve
لَوْمٌ [levm] ve
مَلَامٌ [melâm] ve
مَلَامَةٌ [melâmet] (mîm’lerin fethiyle) Masdarlardır, kınamak maʹnâsınadır; yukâlu: لَامَهُ عَلَى كَذَا يَلُومُهُ لَوْمًا وَمَلَامًا وَمَلَامَةً إِذَا عَذَلَهُ Ve
لَوْمٌ [levm] Korkuya denir. Ve kesilmek maʹnâsınadır; yukâlu: لِيمَ بِهِ إِذَا قُطِعَ
اَللُّوَّمُ [el-luvvem] (lâm’ın zammı ve vâv’ın fethi ve teşdîdiyle) لَائِمٌ [lâ΄im]in cemʹidir, رَاكِعٌ [râkiʹ]le رُكَّعٌ [rukkaʹ] gibi.
اَللَّوْمُ [el-levm] (lâm’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) ve
اَللَّوْمَةُ [el-levmet] (lâm’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Kezâlik kınamak, عَذْلٌ [ʹažl] maʹnâsına; tekûlu: لَامَهُ عَلَى كَذَا لَوْمًا وَلَوْمَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı