اَلْمَرِهُ [el-merih] (خَجِلٌ [ḣacil] vezninde) Yüreği dertli adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ مَرِهُ الْفُؤَادِ أَيْ سَقِيمُهُ
اَلْمَرَهُ [el-mereh] (fethateynle) Göz sürmesiz kalmak, ʹalâ-kavlin sürmeyi terk eylemekle göz fâsid ve tebâh olmak yâhûd sürmesizlikten içinin çevresi ağarmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرِهَتْ عَيْنُهُ مَرَهًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا خَلَّتْ مِنَ الْكُحْلِ أَوْ فَسَدَتْ لِتَرْكِهِ أَوِ ابْيَضَّتْ حَمَالِيقُهَا
اَلْمَرَهُ [el-mereh] (fethateynle) Göz fâsid olmak, ona kuhlle muʹâlece olunmak terk olunmakla.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı