اَلْمُسْكِنُ [el-muskin] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) Meskenet sâhibine denir; yukâlu: أَصْبَحُوا مُسْكِنِينَ أَيْ ذَوِي مَسْكَنَةٍ
اَلْمَسْكَنُ [el-mesken] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] ve مَجْلِسٌ [meclis] veznlerinde) İsm-i mekândır, hâne ve menzile denir; yukâlu: هَذَا مَسْكَنُهُمْ أَيْ مَنْزِلُهُمْ Ve
مَسْكِنٌ [Meskin] (مَنْزِلٌ [menzil] vezninde) Kûfe’de bir mevziʹ adıdır.
اَلْمَسْكِنُ [el-meskin] (vezn-i mezbûr üzere) Menzile ve beyte ıtlâk olunur. Ve ehl-i Ḩicâz مَسْكَنٌ [mesken] derler kâf’ın fethiyle.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı