Kamus-ı Muhit - الإطلاع maddesi

اَلْإِطِّلاَعُ [el-iṯṯilâʹ] (hemzenin ve tâ-yı müşeddedenin kesriyle ki fi’l-asl إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl]dir) Bir nesneye vâkıf olup bilmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِطَّلَعَ الْأَمْرَ إِذَا عَلِمَهُ Ve ansızın çıkagelmek maʹnâsınadır; tekûlu: إِطَّلَعَ فُلاَنٌ عَلَيْنَا أَيْ أَتَانَا فَجْأَةً Şârihin beyânına göre bunda ifʹâl bâbından dahi vâriddir. Ve bir nesnenin iç yüzüne âgâh ve habîr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِطَّلَعَ عَلَى بَاطِنِهِ أَيْ ظَهَرَ يَعْنِي عِنْدَهُ Ve bir yere yetişmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِطَّلَعَ هَذِهِ الْأَرْضَ إِذَا بَلَغَهَا

اَلْإِطْلاَعُ [el-iṯlâʹ] (hemzenin kesriyle) Bu dahi güneş ve sâ΄ir kevkeb doğmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَطْلَعَ الْكَوْكَبُ وَالشَّمْسُ إِذَا ظَهَرَ Ve hurmânın ṯalʹı zâhir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَطْلَعَ النَّخْلُ إِذَا خَرَجَ طَلْعُهُ Ve bir kimseyi bir serîreye vâkıf ve âgâh kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَطْلَعْتُهُ طِلْعَ أَمْرِي بِكَسْرِ الطَّاءِ إِذَا أَبْثَثْتَهُ سِرَّكَ Ve kusmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَطْلَعَ الرَّجُلُ إِذَا قَاءَ Ve bir kimseye niʹmet ve ihsân yetiştirmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَطْلَعَ إِلَيْهِ مَعْرُوفًا إِذَا أَسْدَى Ve ok atanın oku nişân üzerinden geçip gitmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَطْلَعَ الرَّامِي إِذَا جَازَ سَهْمُهُ مِنْ فَوْقِ الْغَرَضِ Ve ivdirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَطْلَعَهُ إِذَا أَعْجَلَهُ Ve bir adama râzını açıp izhâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَطْلَعَهُ عَلَى سِرِّهِ إِذَا أَظْهَرَهُ

Vankulu Lugatı - الإطلاع maddesi

اَلْإِطِّلَاعُ [el-iṯṯilâʹ] (hemzenin kesri ve ṯâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Bâb-ı إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl]den bir nesneye muttaliʹ olmak; yukâlu: إِطَّلَعْتُ عَلَى بَاطِنِ أَمْرِهِ

اَلْإِطْلَاعُ [el-iṯlâʹ] (hemzenin kesriyle) Hurmânın طَلْعٌ [ṯalʹ]ı zuhûr etmek; yukâlu: أَطْلَعَ النَّخْلُ إِذَا خَرَجَ طَلْعُهُ Ve vâkıf kılmağa dahi derler; yukâlu: أَطْلَعْتُكَ عَلَى سِرِّي Ve

إِطْلَاعٌ [iṯlâʹ] Ok atan kimsenin oku nişânın üzerinden geçmeğe dahi derler; yukâlu: أَطْلَعَ الرَّامِي إِذَا جَازَ سَهْمُهُ مِنْ فَوْقِ الْغَرَضِ Ve

إِطْلَاعٌ [iṯlâʹ] Kusmağa dahi derler, kayʹ etmek maʹnâsına.