اَلنَّبِزُ [en-nebiz] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Şol kimseye denir ki le΄îmü’l-haseb ve’l-huluk ola; yukâlu: رَجُلٌ نَبِزٌ أَيْ لَئِيمٌ فِي حَسَبِهِ وَخُلُقِهِ
اَلنِّبْزُ [en-nibz] (nûn’un kesriyle) Hurmâ ağacının üst kabuğuna denir.
اَلنَّبَزُ [en-nebez] (fethateynle) İsmdir, lakab maʹnâsınadır; yukâlu: بِئْسَ النَّبَزُ أَيِ اللَّقَبُ
اَلنَّبْزُ [en-nebz] (nûn’un fethiyle) لَمْزٌ [lemz] maʹnâsınadır ki zikr olundu; yukâlu: نَبَزَهُ نَبْزًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي بِمَعْنَى لَمَزَهُ Ve bir adama lakab komak maʹnâsınadır; yukâlu: نَبَزَ فُلاَنًا إِذَا لَقَّبَهُ Şârihin beyânına göre bed ve müstehcen telkîbde şâyiʹdir.
اَلنَّبَزُ [en-nebez] (fethateynle) Lakab maʹnâsına.
اَلنَّبْزُ [en-nebz] (nûn’un fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Lakab komak; tekûlu: نَبَزَهُ يَنْبُزُهُ نَبْزًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا لَقَّبَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı