اَلنِّضْرُ [en-niḋr] (nûn’un kesriyle) Zevceye ıtlâk olunur; yukâlu: نِضْرُ الرَّجُلِ أَيِ امْرَأَتُهُ
اَلنَّضْرُ [en-naḋr] (nûn’un fethi ve ḋâd’ın sükûnuyla) ve
اَلنَّضِيرُ [en-neḋîr] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلنُّضَارُ [en-nuḋâr] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve
اَلْأَنْضَرُ [el-enḋar] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) Altına denir, ذَهَبٌ [žeheb] gibi. ʹAlâ-kavlin gümüşe denir, فِضَّةٌ [fiḋḋat] gibi. نَضْرٌ [naḋr]ın cemʹi نِضَارٌ [niḋâr] gelir nûn’un kesriyle ve أَنْضُرٌ [enḋur] gelir, أَفْلُسٌ [eflus] gibi. Ve
نَضْرٌ [Naḋr] Esâmîdendir: Naḋr b. Kinâne, أَبُو قُرَيْشٍ [ebû ḵureyş]tir. Ve ʹAbbâs b. el-Faḋl b. Zekeriyyâ b. Yaḩyâ b. en-Naḋr en-Naḋravî muhaddistir. Ve Ḩuseyn b. Ḩasen b. en-Naḋr b. Ḩakîm en-Naḋrî ve oğlu Ḵâḋî ʹAbdullâh ve şeyhü’l-islâm Yûnus b. Ṯâhir en-Naḋrî muhaddislerdir. Ve
نُضَارٌ [nuḋâr] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Tibr cinsinden cevher-i hâlise denir. Ve haşebe ve tahtaya ve keresteye denir. Ve yemiş veren ılgın ağacına denir, أَثْلٌ [ešamp;l] gibi, ʹalâ-kavlin yağmur suyuyla neşv ü nemâ bulanına yâhûd uzun ve dalları doğru ve hemvâr olanına yâhûd cebelî nevʹine denir. Ve
نُضَارٌ [nuḋâr] Bir nevʹ haşeb ismidir, ondan baʹzı kavata makûlesi evânî düzerler ve minber-i Nebevî ʹaleyhi’s-selâm ondan maʹmûl idi. Şârih der ki bu dahi ılgın nevʹindendir.
اَلنَّضْرُ [en-naḋr] (nûn’un fethi ve ḋâd’ın sükûnuyla) Altın, zeheb maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı