اَلنُّضَيْرُ [en-Nuḋayr] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) Zikr olunan Naḋr b. Kinâne’nin birâderi ismidir. Ebû Naḋre el-Munžir b. Mâlik ve Ummu Naḋra tâbiʹlerdir.
اَلنَّاضِرُ [en-nâḋir] ve
اَلنَّضِيرُ [en-neḋîr] ve
اَلْأَنْضَرُ [el-enḋar] Hûb ve revnak-dâr nesneye denir; yukâlu: عُودٌ وَوَجْهٌ نَاضِرٌ وَنَضِيرٌ وَأَنْضَرُ أَيْ ذُو نَضْرَةٍ Ve
نَاضِرٌ [nâḋir] Koyu yeşil şey΄e denir; yukâlu: وَرَقٌ نَاضِرٌ أَيِ الشَّدِيدُ الْخُضْرَةِ Ve mutlakan elvâna mübâlagaten vasf olur; yukâlu: أَخْضَرُ نَاضِرٌ وَأَصْفَرُ نَاضِرٌ Ve suyun yüzünde olan yosuna ıtlâk olur; yukâlu: عَلاَ عَلَى الْمَاءِ النَّاضِرُ أَيِ الطُّحْلُبُ
اَلنُّضَارُ [en-nuḋâr] (nûn’un zammı ve ḋâd’ın tahfîfiyle) Kezâlik altın maʹnâsınadır. Ve
نُضَارٌ [nuḋâr] Şol kadehe derler ki ılgın ağacından olup derin ve kırmızı renkli olur, قَدَحٌ نُضَارٌ derler ve قَدَحُ نُضَارٍ [ḵadeḩu nuḋâr] derler. Ve Muhežžeb’de نُضَارٌ [nuḋâr] şimşâd ağacıdır demiş yaʹnî ardıç ağacı. Bu takdîrce maʹnâ-yı izâfet zâhir olur. Ve
اَلنَّضِيرُ [en-neḋîr] (nûn’un fethi ve ḋâd’ın kesriyle ve meddiyle) Bi-maʹnâhu eyzan. Ve baʹzılar eyitti: نُضَارٌ [nuḋâr] her nesnenin hâlisine derler. Ve
بَنُو النَّضِيرِ [Benu’n-Neḋîr] Ḣayber yahûdîlerinden bir kabîledir ki ʹArab tâ΄ifesine dâhil olmuşlardır, hâlâ ki onlar nisbetlerinde Mûsâ’nın kardeşi Hârûn’a ʹaleyhime’s-selâm nisbet üzeredirler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı