اَلنُّولُ [en-Nûl] (nûn’un zammıyla) Siyâh ʹArablardan bir tâ΄ifenin ʹalemidir.
اَلنَّوْلُ [en-nevl] (قَوْلٌ [ḵavl] vezninde) Bir adama ʹatiyye vermek maʹnâsınadır; tekûlu: نُلْتُهُ بِضَمِّ النُّونِ وَنُلْتُ لَهُ وَنُلْتُ بِهِ أَنُولُهُ نَوْلًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَعْطَيْتَهُ ve yukâlu: نَالَتِ الْمَرْأَةُ بِالْحَدِيثِ وَالْحَاجَةِ أَيْ سَمَحَتْ أَوْ هَمَّتْ Yaʹnî “Mahbûbesi ona sohbet keremini ihsân eyledi” yâhûd “niyâzına müsâʹade edip kendisine ikbâl eyle.” Ve tekûlu’l-ʹArab: “نَوْلُكَ أَنْ تَفَعْلَ كَذَا” وَنَوَالُكَ وَمِنْوَالُكَ أَنْ يَنْبَغِي لَكَ Bunlar تَنَاوُلٌ [tenâvul]dendir; فِي فِعْلِهِ نَوَالُ صَلَاحِكَ sebkindedir. Ve baʹzılar نَوْلٌ [nevl] ve نَوَالٌ [nevâl]i behre ve nasîb maʹnâsına haml eylemekle “Senin böylece eylemek behre ve nasîbindir, nefʹi sana ʹâ΄iddir ve senin râtibe-i hakkın menzilesindedir” demektir, baʹdehu يَنْبَغِي maʹnâsına istiʹmâl olundu ki “Sana lâyık ve revâ olan budur ve böylece eylemektir” demektir. Ve ʹaksinde مَا نَوْلُكَ derler, مَا يَنْبَغِي لَكَ أَنْ تَنَالَهُ maʹnâsınadır ki “Şöyle eylemek sana lâyık değildir” demek olur.
اَلنَّوْلُ [en-nevl] (nûn’un fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Bi-maʹnâhu. Ve
نَوْلٌ [nevl] İhsân etmek maʹnâsına da gelir; tekûlu: نُلْتُ لَهُ بِالْعَطِيَّةِ أَنُولُ نَوْلًا وَنُلْتُهُ الْعَطِيَّةَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı