en-nuvveh ~ اَلنُّوَّهُ

Kamus-ı Muhit - النوه maddesi

اَلنُّوَّهُ [en-nuvveh] (سُكَّرٌ [sukker] vezninde) نُوَّحٌ [nuvvaḩ] maʹnâsınadır ki نَائِحٌ [nâ΄iḩ]in cemʹidir.

اَلنَّوْهُ [en-nevh] (نَوْمٌ [nevm] vezninde) Yükselmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاهَ الشَّيْءُ يَنُوهُ نَوْهًا إِذَا ارْتَفَعَ Ve baykuş başını yukarı kaldırıp ötmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاهَتِ الْهَامَةُ إِذَا رَفَعَتْ رَأْسَهَا فَصَرَخَتْ Ve bir nesneden gönül geçip ibâ΄ ve terk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاهَتْ نَفْسُهُ عَنِ الشَّيْءِ تَنُوهُ وَتَنَاهُ نَوْهًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا انْتَهَتْ وَأَبَتْ وَتَرَكَتْ Ve nefs-i nâtıka kavî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَاهَتْ نَفْسُهُ إِذَا قَوِيَتْ Ve hayvânı yarımca doyurmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَاهَ الْبَقْلُ الدَّوَابَّ إِذَا مَجَّدَهَا وَهُوَ دُونَ الشِّبَعِ Ve

نَوْهٌ [nevh] (nûn’un fethi ve zammıyla) İntihâ΄ maʹnâsınadır ki ismdir, bir nesneden nehyi kabûl ile ferâgattan ʹibârettir; yukâlu: مَا لَهُ نَوْهٌ مِنْهُ أَيِ انْتِهَاءٌ

Vankulu Lugatı - النوه maddesi

اَلنَّوْهُ [en-nevh] (nûn’un fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Bir kimsenin yüksek olması; yukâlu: نَاهَ الشَّيْءُ يَنُوهُ إِذَا ارْتَفَعَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı