el-veseb ~ اَلْوَسَبُ

Kamus-ı Muhit - الوسب maddesi

اَلْوَسَبُ [el-veseb] (fethateynle) Bir nesne kîrlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَسِبَ الثَّوْبُ وَسَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا وَسِخَ

اَلْوِسْبُ [el-visb] (vâv’ın kesri ve sîn’in sükûnuyla) Ota denir, giyâh ve nebât maʹnâsına.

اَلْوَسْبُ [el-vesb] (وَعْدٌ [vaʹd] vezninde) Yerin nebâtı çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَسَبَتِ اْلأَرْضُ وَسْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَثُرَ عُشْبُهَا Ve

وَسْبٌ [vesb] Şol tahtalara denir ki kuyunun aşağısının toprağı gevşek ve dökülgen olmakla dibine çatılır, tâ ki toprağı zabt edip dökülmesine mâniʹ ola. Buna Mıṡır halkı خَرِّيزَةٌ [ḣarrîzet] derler, bizim diyârlarda hareze derler. Nihâyet o diyârlarda taştan ederler. Ve bu, göz kuyularda olmaz. Ve وَسْبٌ [vesb] lafzının cemʹi وُسُوبٌ [vusûb] gelir.

Vankulu Lugatı - الوسب maddesi

اَلْوِسْبُ [el-visb] (vâv’ın kesriyle) Yerde biten ot.

اَلْوَسْبُ [el-vesb] (vâv’ın fethiyle) Yerin otu çok olmak; yukâlu: وَسَبَتِ الْأَرْضُ إِذَا كَثُرَ عُشْبُهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı