رُبَاعُ [rubâʹ] (râ’nın zammıyla) أَرْبَعَةً أَرْبَعَةً lafzından maʹdûldür, أُحَادَ ve ثُلاَثَ gibi ʹadl ve vasfiyye-i asliyye ʹilletleriyle gayr-i munsarıftır; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿مَثْنَى وَثُلَثَ وَرُبَاعَ﴾ أَيْ أَرْبَعًا أَرْبَعًا وَقَرَأَ الْأَعْمَشَ وَرُبَعَ كَزُفَرَ عَلَى إِرَادَةِ رُبَاعَ
اَلْمُرَابَعَةُ [el-murâbeʹat] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) Yük denginin altına مِرْبَعَةٌ [mirbeʹat] dedikleri ağaç sokup bir ucunu biri ve dîgerini biri tutup kaldırmakla dâbbeye yükletmek ve eğer o değnek yok ise kollaşarak yükletmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَابَعُوا الْحِمْلَ إِذَا أَدْخَلُوا الْمِرْبَعَةَ تَحْتَهُ وَأَخَذَ بِطَرَفِهَا وَآخَرُ بِطَرَفِهَا اْلآخَرِ ثُمَّ رَفَعَاهُ عَلَى الدَّابَّةِ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ مِرْبَعَةٌ أَخَذَ أَحَدُهُمَا بِيَدِ صَاحِبِهِ Ve tekûlu: رَابَعَنِي فُلاَنٌ وَحَمَلْنَا بِالْمُرَابَعَةِ Ve
مُرَابَعَةٌ [murâbeʹat] ve
رِبَاعٌ [ribâʹ] (جِدَالٌ [cidâl] vezninde) Eyyâm-ı rebîʹe mahsûs muʹâmele eylemek maʹnâsınadır, niteki مُسَانَهَةٌ [musânehet] yıllık ve مُشَاهَرَةٌ [muşâheret] aylıkla olan muʹâmeledir; tekûlu: عَامَلْتُهُ مُرَابَعَةً وَرِبَاعًا أَيْ مَخْصُوصًا بِالرَّبِيعِ
رُبَاعَ [rubâʹ] (râ’nın zammı ile أَرْبَعَةٌ [erbeʹat]tan maʹdûldür.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı