Ṡûret ~ صُورَةُ

Kamus-ı Muhit - صورة maddesi

صُورَةُ [Ṡûret] (ṡâd’ın zammıyla) Yelemlem sadrından bir mevziʹ adıdır.

Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre sûret-i aʹyân eşyânın mâ-bihi’l-intikâş olup ve sâ΄irden mâ-bihi’l-imtiyâzı olan nesneden ʹibârettir ve bu iki gûnedir: Biri mahsûstur ki hâssa ve ʹâmme belki mutlakan insân ve ekser-i hayvân onu idrâk eder, insânın ve hımâr ve feresin bi’l-muʹâyene sûretleri gibi. Ve birisi maʹkûldur ki onu hâssa idrâk edip ʹamme idrâk eylemez, insânın muhtass olduğu ʹakl ve reviyyet ve her şey΄in mahsûs olduğu maʹânî gibi. Ve işbu iki nevʹe işbu: ﴿خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ﴾ الآية kerîmesinde işâret-i rabbânî vâkiʹdir. Ve işbu: “إِنَّ اللهَ خَلَقَ آدَمَ عَلَى صُورَتِهِ” hadîsinde صُورَةٌ [ṡûret]ten murâd insânın muhtass olduğu hey΄et ve kıyâfettir ki basar ve basîretle müdrekedir ve Hak taʹâlâ onunla insânı mahlûkât-ı kesîre üzere tafdîl eylemiştir. Ve burada Hak taʹâlâya izâfeti ʹalâ-sebîli’l-mülk olup hâşâ ʹalâ-vechi’l-baʹziyyet ve’t-teşbîh değildir, niteki بَيْتُ اللهِ [beytullâh] ve نَاقَةُ اللهِ [nâḵatullâh] dahi ʹalâ-sebîli’t-teşrîftir. İntehâ. Ve

صُورَةٌ [ṡûret] Nevʹ ve sıfat maʹnâlarına istiʹmâl olunur. Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîsu’l-mezkûru: “إِنَّ اللهَ خَلَقَ آدَمَ عَلَى صُورَتِهِ” أَيْ صِفَتِهِ Ve minhu yukâlu: صُورَةُ الْفِعْلِ كَذَا أَيْ هَيْئَتُهُ وَصُورَةُ الْأَمْرِ كَذَا أَيْ صِفَتُهُ

Vankulu Lugatı - صورة maddesi

اَلصَّوْرُ [eṡ-ṡavr] (ṡâd’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Şol hurmâ ağaçlarıdır ki hurde fidanları ola. Bu cemʹdir, vâhidi yoktur. Ve

صَوْرَةٌ [ṡavret] Başta olan gicik maʹnâsına da gelir; yukâlu: إِنِّي لَأَجِدُ فِي رَأْسِي صَوْرَةً أَيْ حَكَّةً

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı