Ṡuvver ~ صُوَّرٌ

Kamus-ı Muhit - صور maddesi

صُوَّرٌ [Ṡuvver] (سُكَّرٌ [sukker] vezninde) Ḣâbûr kenârında bir karye adıdır.

اَلصُّورُ [eṡ-ṡûr] (ṡâd’ın zammıyla) Düdük gibi çaldıkları boynuza denir, niteki Ḵalender tâ΄ifesi kullanırlar, savt maʹnâsından me΄hûzdur; yukâlu: نَفَخَ فِي الصُّورِ وَهُوَ قَرْنٌ يُنْفَخُ فِيهِ Ve

صُورُ [Ṡûr] sâhil-i Baḩr-i Şâm’da bir belde adıdır. Ve ʹAbdullâh b. Ṡûriyâ ki بُورِيَا [bûriyâ΄] veznindedir, Yehûd ahbârından bir kimsedir ki baʹde’l-İslâm mürtedd oldu.

اَلصَّوْرُ [eṡ-ṡavr] (دَوْرٌ [devr] vezninde) Seslenmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَارَ الرَّجُلُ يَصُورُ صَوْرًا إِذَا صَوَّتَ Ve bir şey΄i bir tarafa doğru eğmek, ʹalâ-kavlin eğip düşürmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَارَ الشَّيْءَ إِذَا أَمَالَهُ أَوْ هَدَّهُ Kâle fi’l-Esâs صَارَ عُنُقَهُ إِلَيَّ وَتَقُولُ صِرْتُ الْغُصْنَ لِأَجْتَنِيَ الثَّمَرَ Ve bir şey΄e imâle-i vech eylemek maʹnâsınadır ki yönelmek taʹbîr olunur; yukâlu: صَارَ وَجْهَهُ إِلَيْهِ يَصُورُهُ وَيَصِيرُهُ إِذَا أَقْبَلَ بِهِ Ve bir nesneyi fasl ve katʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: صَارَ الشَّيْءَ إِذَا قَطَعَهُ وَفَصَّلَهُ ve yukâlu: صَارَ الْحَاكِمُ الْحُكْمَ إِذَا قَطَعَهُ وَفَصَّلَهُ Ve

صَوْرٌ [ṡavr] İsm olur, hurde ve sagîr hurmâ ağaçlarına ʹalâ-kavlin bir yerde dertop müctemiʹ olanlarına denir. Cemʹi صِيرَانٌ [ṡîrân] gelir, نِيرَانٌ [nîrân] vezninde ve bunun müfredi yoktur. Ve nehrin kıyısına denir; yukâlu: قَعَدَ فِي صَوْرِ النَّهْرِ أَيْ شَطِّهِ Ve hurmâ ağacının köküne denir. Ve

صَوْرٌ [Ṡavr] Mardin kurbünde bir kalʹa adıdır. Ve boynun safhasına ıtlâk olunur; meyl maʹnâsından bi-maʹnâ mefʹûldür; yukâlu: ضَرَبَ صَوْرَهُ أَيْ لِيتَهُ يَعْنِي صَفْحَةَ عُنُقِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı