طس [ṯâ-sîn] حم [ḩâ-mîm] kelimesi gibi suver-i Ḵur΄âniyye’dendir; cemʹinde hemân ذَوَاتُ طس [ževâtu ṯâ-sîn] denir, طَوَاسِينُ [ṯavâsîn] demek câ΄iz değildir.
اَلطِّسَاسَةُ [eṯ-ṯisâset] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Leğencilik hirfetine denir. Ve
طَسٌّ [ṯass] Masdar olur, bir kimseye muhâsame ve mübâhasede gâlib olup ifhâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَسَّهُ طَسًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا خَصَمَهُ وَأَبْكَمَهُ Ve suya batırmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَسَّهُ فِي الْمَاءِ إِذَا غَطَّسَهُ فِيهِ Ve gitmek maʹnâsınadır; tekûlu: مَا أَدْرِي أَيْنَ طَسَّ أَيْ ذَهَبَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı