neʹim ~ نَعِمْ

Kamus-ı Muhit - نعم maddesi

نُعْمٌ [Nuʹm] (nûn’un zammıyla) Raḩabetu İbn Mâlik b. Ṯavḵ kazâsında bir mevziʹdir. Ve bir hatun ve dört mevziʹ ismidir.

نَعَمْ [neʹam] (fethateynle ve baʹzen ʹayn’ı meksûr olur) Ve Muʹâfâ b. Zekeriyyâ en-Nehrevânî nakli üzere نَعَامْ [neʹâm] ki işbâʹladır, onda lügattir, بَلَى [belâ] kelimesi gibi harf-i cevâbdır, lâkin نَعَمْ [neʹam] kelimesi cevâb-ı vâcibde müstaʹmeldir, Türkîde evet ve Fârisîde ârî maʹnâsınadır; لَا ve نَعَمْ maʹlûmdur. Şârih der ki نَعَمْ [neʹam] lafzı harftir, mülahhas-ı istiʹmâli budur ki haberden sonra zikr olunursa tasdîk ve إِفْعَلْ ve لَا تَفْعَلْ kelimâtından sonra olursa vaʹd ve istibhâmdan sonra olursa iʹlâm için olur.

نِعْمَ [niʹme] ve بِئْسَ [bi΄se] kelimeleri ki efʹâl-i medh ü zemm kısmındandır, نِعْمَ [niʹme] medh ve بِئْسَ [bi΄se] zemm içindir. Bunlarda dört lügat var: 1) نَعِمَ [neʹime]dir nûn’un fethi ve ʹayn’ın kesri ki عَلِمَ [ʹalime] vezninde. 2) نِعِمَ [niʹime]dir kesreteynle. 3) نِعْمَ [niʹme]dir nûn’un kesri ve ʹayn’ın sükûnuyla. 4) [نَعْمَ] nûn’un fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla. بِئْسَ [bi΄se] kelimesi dahi bu minvâl üzeredir. Ve bunlar mutasarrıf değillerdir. Ve ʹArablar إِنْ فَعَلْتَ فَبِهَا وَنِعْمَتْ derler, vakfen ve vaslen âhirinde olan tâ΄ harfi sâkinen sâbit olur, zîrâ tâ-i te΄nîstir; فَبِهَا kelimesinde zamîr muʹayyen olan خَصْلَةٌ [ḣaṡlet] lafzına râciʹdir فَبِالْخَصْلَةِ وَنِعْمَتْ هِيَ sebkindedir. Ve gâh olur ki نِعْمَ kelimesine مَا lâhık olup onunla sıladan iktifâ olunur ve baʹzen ʹayn’ı meftûh olur; tekûlu: دَقَقْتُهُ دَقًّا نِعِمَّا بِكَسْرِ النُّونِ وَالْعَيْنِ أَيْ نِعْمَ مَا دَقَقْتُهُ

Vankulu Lugatı - نعم maddesi

نَعِمْ [neʹim] (nûn’un fethi ve ʹayn’ın kesriyle) نَعَمْ [neʹam]da lügattır, Kisâ΄î rivâyeti üzere.

نُعْمٌ [Nuʹm] (nûn’un zammı ve ʹayn’ın sükûnuyla) Bir ʹavretin ismidir.

نَعَمْ [neʹam] (fethateynle) Bir nesneye vaʹde etmek. Ve bir kimseyi tasdîk etmek. Ve istifhâma cevâb vermek maʹnâsınadır. Ve gâh olur نَعَمْ [neʹam] belî mefhûmunun münâkızı olur. نَعَمْ [neʹam] tasdîk için ve بَلَى [belâ] tekzîb için olmakla.Meselâ bir kimse benim senin katında emânetim vardır dese نَعَمْ dersen tasdîk ve بَلَى dersin tekzîb olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı