hunâke ~ هُنَاكَ

Kamus-ı Muhit - هناك maddesi

هَنَّا [hennâ] ve

هَاهَنَّا [hâ hennâ] ve

هَنَّاكَ [hennâke] ve

هَا هَنَّاكَ [hâ hennâke] (hâ’ların fethi ve nûn’ların teşdîdiyle) Baʹîde işaretlerdir, lisânımızda “ora” ile taʹbîr olunur. Ve ʹArablar dostuna هَاهُنَا وَهُنَا derler ki hâ’ların zammıyladır, أُدْنُ ve تَقَرَّبْ maʹnâsına ki “Bana pek yakın gel” demektir. Ve sevmediği adama هَاهَنَّا وَهَنَّا derler ki hâ’ların fethi ve nûn’ların teşdîdleriyle تَنَحَّ بَعِيدًا maʹnâsınadır ki “Benden dûr ol” maʹnâsına gûyâ ki ism-i fiʹl mevkiʹinde istiʹmâl ederler. Ve

هُنَا [hunâ] (hâ’nın zammı ve elifin kasrıyla) Maʹrifet-i lehv ü laʹib maʹnâsınadır. Ve

هُنَا [Hunâ] Bir mevziʹin adıdır. Ve gâh olur ki ʹArablar مِنْ هَنِي derler, hâ’nın fethi ve nûn’un kesri ve yâ’nın sükûnuyla مِنْ هُنَا diyecek yerde ve gâh olur ki أَنَا ve أَنْتَ kelimelerinin hemzelerini hâ’ya ibdâlle هَنَا ve هَنْتَ derler.

Vankulu Lugatı - هناك maddesi

هُنَاكَ [hunâke] (hâ’nın zammı ve elifin kasrı ve kâf’ın fethiyle) Mekân-ı baʹîde işâret içindir.

هَنَّاكَ [hennâke] (hâ’nın fethi ve nûn’un teşdîdi ve âhirinde kâf-ı hitâb ile) Mekân-ı baʹîde işâret içindir, هُنَاكَ [hunâke] gibi hâ’nın zammıyla; yukâlu: تَجَمَّعُوا مِنْ هَنَّا وَمِنْ هَنَّا أَيْ مِنْ هَهُنَا وَمِنْ هَهُنَا Ve

هَنَاهُ [henâhu] (hâ’nın fethiyle) Filân maʹnâsınadır, nidâya mukârin olduğu hâlde; yukâlu: يَا هَنَاهُ بِزِيَادَةِ هَاءٍ فِي آخِرِهِ تَصِيرُ تَاءً فِي الْوَصْلِ مَعْنَاهُ يَا فُلَانُ Ve bu هَا [hâ] هَنُوكَ [henûke] ve هَنَوَاتٌ [henevât] lafzında olan vâv’dan ʹıvazdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı