اَلْأَبَقُ [el-ebaḵ] (fethateynle) قِنَّبٌ [ḵinneb] yaʹnî kendir dedikleri nebâta denir, ʹalâ-kavlin kabuğuna denir ki ondan ip düzülür.
اَلْأَبْقُ [el-ebḵ] (hemzenin fethi ve bâ’nın sükûnuyla ve fethateynle) ve
اَلْإِبَاقُ [el-ibâḵ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Kul efendisinden havf ve endîşesi yâhûd aʹmâl-i şâkka derdi olmayarak hevâsına tebeʹiyyetle kaçmak maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin gizlenip baʹdehu bir semte kaçıp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبِقَ الْعَبْدُ وَأَبَقَ أَبْقًا وَأَبَقًا وَإِبَاقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّانِي وَالثَّالِثِ إِذَا ذَهَبَ بِلاَ خَوْفٍ وَلاَ كَدِّ عَمَلٍ أَوِ اسْتَخْفَى ثُمَّ ذَهَبَ Şârih der ki bâb-ı sâlis bilâ-şart vârid olmuştur. Ve
إِبَاقٌ [ibâḵ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) İsm olur. İntehâ.
اَلْأَبَقُ [el-ebaḵ] (fethateynle) Şol ip ki kendirden olur, قِنَّبٌ [ḵinneb] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı