اَلْإِبْقَالٌ [el-ibḵâl] (hemzenin kesriyle) Bu dahi yer otlanmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْقَلَتِ الْأَرْضُ إِذَا أَنْبَتَتْ Ve رِمْثٌ [rimšamp;] dedikleri otluk yeşermek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْقَلَ الرِّمْثُ إِذَا اخْضَرَّ Ve tâzenin hatt-ı ruhsârı belirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْقَلَ وَجْهُ الْغُلَامِ إِذَا خَرَجَ شَعْرُهُ Ve izhâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْقَلَهُ اللهُ أَيْ أَظْهَرَهُ Ve inbât eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْقَلَهُ أَيْ أَنْبَتَهُ Ve bir adamın mevâşîsi بَقْلٌ [baḵl] otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبْقَلَ الْقَوْمُ إِذَا رَعَتْ مَاشِيَتُهُمُ الْبَقْلَ
اَلْإِبْقَالُ [el-ibḵâl] (hemzenin kesriyle) Şûr olan etlerden رِمْثٌ [rimšamp;] dedikleri ot yeşermek; yukâlu: أَبْقَلَ الرِّمْثُ إِذَا ظَهَرَ خُضْرَةُ وَرَقِهِ Ve
إِبْقَالٌ [ibḵâl] Yer yüzünde ot bitmek; tekûlu: أَبْقَلَتِ الْأَرْضُ إِذَا خَرَجَ بَقْلُهَا كَمَا قَالَ الشَّاعِرُ “وَلَا أَرْضَ أَبْقَلَ إِبْقَالَهَا” Cevherî eyitti: şâʹir أَبْقَلَتْ demedi, zîrâ أَرْضٌ [arḋ]ın te΄nîsi gayr-i hakîkîdir. Mezbûrun bu kelâmından fehm olunur ki te΄nîs-i gayr-i hakîkîde zamîre müsned oldukta mutâbakat vâcib olmaya hâlâ ki vâcibdir, pes evlâ أَرْضٌ [arḋ]ı مَنْبِتٌ [menbit] ile yâ ona şebîh nesne ile te΄vîl etmektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı