اَلْأُثُولُ [el-ušamp;ûl] (šamp;â-yı müsellese ile وُصُولٌ [vuṡûl] vezninde) Bir nesne köklenip tamâm mertebe asl ve istihkâm bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَثَلَ الشَّيْءُ أُثُولًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَأَصَّلَ
اَلْأَثْوَلُ [el-ešamp;vel] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) Mecnûna denir. Ve ahmak ve bî-magz adama denir. Ve bir kimseye meded ve nusret husûsunda, kezâlik hayr ve hasene husûsunda ve mutlakan kâr ve ʹamelde batî΄ ve girân-tabʹ olan adama denir. Ve seğirtmesi ağır kabran davara denir; cemʹi ثُولٌ [šamp;ûl]dur šamp;â’nın zammıyla.
اَلْأَثْوَلُ [el-ešamp;vel] (hemzenin ve vâv’ın fethiyle) Sîga-i tezkîrdir; yukâlu: شَاةٌ ثَوْلَاءُ وَتَيْسٌ أَثْوَلُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı