el-eşer ~ اَلْأَشَرُ

Kamus-ı Muhit - الأشر maddesi

اَلْأَشَرُ [el-eşer] (fethateynle) Şiddet ve vefret üzere ferah-nâk olmak maʹnâsınadır ki taşkınlık ve buturluk taʹbîr olunur; yukâlu: أَشِرَ الرَّجُلُ أَشَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا مَرِحَ

اَلْأَشِرُ [el-eşir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْأَشُرُ [el-eşur] (نَدُسٌ [nedus] vezninde) ve

اَلْأَشْرُ [el-eşr] (شَكْسٌ [şeks] vezninde ve fethateynle de lügattir ki vasf bi’l-masdar olur) ve

اَلْأَشْرَانُ [el-eşrân] (سَكْرَانُ [sekrân] vezninde) Vefret üzere şâdân olan kişiye denir. Cemʹleri أَشِرُونَ [eşirûne] gelir şîn’in kesriyle ve أَشُرُونَ [eşurûne] gelir şîn’in zammıyla ve أُشُرٌ [uşur] gelir zammeteynle ve أَشْرَى [eşrâ] gelir, سَكْرَى [sekrâ] vezninde ve أَشَارَى [eşârâ] gelir, خَبَاطَى [ḣabâṯâ] vezninde ve أُشَارَى [uşârâ] gelir, سُكَارَى [sukârâ] vezninde.

اَلْأُشُرُ [el-uşur] (zammeteynle) ve

اَلْأَشَرُ [el-eşer] (fethateynle) Dişlerde olan keskinliğe ve rikkat ve letâfetine denir ki hulkî ve istiʹmâlî olur. Cemʹi أُشُورٌ [uşûr] gelir; yukâlu: فِي ثَغْرِهَا أُشُرٌ وَأَشَرٌ وَهُوَ حُسْنُهُ وَتَحْزِيزُ أَطْرَافِهِ يَكُونَ خِلْقَةً وَمُسْتَعْمَلاً

Vankulu Lugatı - الأشر maddesi

اَلْأَشَرُ [el-eşer] (fethateynle) Harın olmak, بَطَرٌ [beṯar] maʹnâsına; yukâlu: أَشِرَ يَأْشَرُ أَشَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا بَطِرَ

اَلْأُشَرُ [el-uşer] (hemzenin zammı ve şîn’in fethiyle) Dişin keskini, mislu: شُطُبُ السَّيْفِ وَشُطَبُهُ Ve شُطُبٌ [şuṯb] şîn-i muʹcemenin zammıyla kılıcın yüzünde olan cevherleridir. Ve fi’l-meseli: “أَعْيَيْتَنِي بِأُشُرٍ فَكَيْفَ بِدُرْدُرٍ” Ve دُرْدُرٌ [durdur] dâl’ların zammeleri ile diş bittiği yerler, menbit-i esnân maʹnâsına, yaʹnî “Yetişmiş civân iken ʹâciz oldum, pîr iken kanda kaldı!”

اَلْأَشِرُ [el-eşir] (hemzenin fethi ve şîn’in kesriyle) Harın maʹnâsına.

اَلْأُشُرُ [el-uşur] (zammeteynle)

اَلْأَشْرُ [el-eşr] (hemzenin fethi ve şîn’in sükûnuyla) Ağaç kesmek; yukâlu: أَشَرْتُ الْخَشَبَةَ بِمِئْشَارٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı