اَلْأَتَمُ [el-etem] (fethateynle) Gecikmek ve oyalanmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَتِمَ الرَّجُلُ أَتَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَبْطَأَ
اَلْأُتْمُ [el-utm] (hemzenin zammıyla) ve
اَلْأُتُمُ [el-utum] (zammeteynle) Yaban zeytûnuna denir, عُتْمٌ [ʹutm] lafzında lügattır.
اَلْأَتْمُ [el-etm] (خَتْمٌ [ḣatm] vezninde) Kırbanın iki nigendesini söküp birbirine ulaştırmakla ikisini bir eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أُتِمَتِ الْقِرْبَةُ أَتْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا فُتِقَ خُرْزَتَاهُ فَصَارَتَا وَاحِدَةً Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَتَمَهُ إِذَا قَطَعَهُ Ve bir yerde mukîm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَتَمَ بِالْمَكَانِ إِذَا أَقَامَ بِهِ
اَلْأَتْمُ [el-Etm] (hemzenin fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Bir derenin ismidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı