اَلْأُلْهُوَّةُ [el-ulhuvvet] ve
اَلْأُلْهُيِّةُ [el-ulhuyyet] (أُثْفُوَّةٌ [ušamp;fuvvet] ve أُثْفِيَّةٌ [ušamp;fiyyet] veznlerinde) ve
اَلتَّلْهِيَةُ [et-telhiyet] (تَكْرِمَةٌ [tekrimet] vezninde) Oyuncağa denir; yukâlu: بَيْنَهُمْ أُلْهُوَّةٌ وَأُلْهِيَّةٌ أَيْ مَا يُتَلَاهَى بِهِ
اَلْأُلْهِيَّةُ [el-ulhiyyet] (hemzenin zammı ve lâm’ın sükûnu ve hâ’nın kesri ve yâ’nın teşdîdi ile لَهْوٌ [lehv]den müştakk olmakla أُفْعُولَةٌ [ufʹûlet] vezni üzere) Şol nesnedir ki onu oyuncak edinirler; yukâlu: بَيْنَهُمْ أُلْهِيَّةٌ كَمَا يُقَالُ بَيْنَهُمْ أُحْجِيَّةٌ Ve أُحْجِيَّةٌ [uḩciyyet] lügaza derler, yaʹnî “Aralarında lügaz vardır ki birbirin onunla imtihân ederler.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı