اَلْأَلُوفُ [el-elûf] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Kesîrü’l-ülfe adama denir ki herkes ile bî-muhâbâ ülfet ve ünsiyyete alışık adamdır; cemʹi أُلُفٌ [uluf] gelir, كُتُبٌ [kutub] vezninde; yukâlu: هُوَ أَلُوفٌ أَيِ الْكَثِيرُ الْأُلْفَةِ
اَلْأُلُوفُ [el-ulûf] (zammeteynle) ve
اَلْآلَافُ [el-âlâf] (hemzenin ve lâm’ın meddiyle) Cemʹi. Ve
أَلْفٌ [elf] Bir kimseye bin ʹaded nesne vermeğe dahi derler; yukâlu: أَلَفَهُ يَأْلِفُهُ أَلْفًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَعْطَاهُ أَلْفًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı