اَلْإِمْرَةُ [el-imret] (hemzenin kesriyle) Maʹnâ-yı mezbûrdan ismdir, beyliğe denir; yukâlu: لَهُ إِمْرَةٌ عَلَيْنَا أَيْ وِلاَيَةٌ Cevherî’nin إِمْرَةٌ [imret] kelimesini masdar demesi vehmdir. Mütercim der ki Zemaḣşerî dahi نِشْدَةٌ kelimesi gibi masdariyyetine zâhib olmuştur.
اَلْإِمَّرُ [el-immer] (hemzenin kesri ve mîm-i müşeddedenin fethiyle إِمَّعٌ [immaʹ] vezninde) ve
اَلْإِمَّرَةُ [el-immeret] (hâ’yla إِمَّعَةٌ [immeʹat] vezninde ve hemzelerin fethiyle câ΄izdir) Şol zaʹîfü’r-re΄y ve kelîlü’t-tedbîr ve bî-rüşd ü reviyyet kimseye denir ki umûr ve mesâlihinde bi-nefsihi ehl-i hall ü ʹakd olmamakla bi’l-cümle emr ve murâdında kim ne derse onun re΄yine tâbiʹ ve tedbîrine muvâfık olur ola; yukâlu: رَجُلٌ إِمَّرٌ وَإِمَّرَةٌ أَيْ ضَعِيفُ الرَّأْيِ يُوَافِقُ كُلَّ أَحَدٍ عَلَى مَا يُرِيدُ مِنْ أَمْرِهِ كُلِّهِ Kâle fi’l-Esâs رَجُلٌ إِمَّرٌ أَيْ لاَ رَأْيَ لَهُ يَقُولُ لِكُلِّ أَحَدٍ مُرْنِي
اَلْإِمْرَةُ [el-imret] (hemzenin kesri ve mîm’in sükûnuyla) Masdardır, beğ olmak maʹnâsına.
اَلْإِمَّرَةُ [el-immeret] (kezâlik hemzenin kesri ve mîm’in teşdîdi ve fethiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: رَجُلٌ إِمَّرٌ وَإِمَّرَةٌ أَيْ ضَعِيفُ الرَّأْيِ يَأْتَمِرُ كُلَّ أَحَدٍ Yaʹnî “Herkesin buyruğun tutar.”إِمَّعٌ [immaʹ] ve إِمَّعَةٌ [immaʹat] gibi. Ve إِمَّعٌ [immaʹ] şol kimsedir ki her kimi görse seninleyim diye, إِنِّي مَعَكَ maʹnâsına. Ve
إِمَّرٌ [immer] Kezâlik koyun kuzusunun küçüğüne derler. Mü΄ennesi, إِمَّرَةٌ [immeret] gelir; yukâlu: مَا لَهُ إِمَّرٌ وَإِمَّرَةٌ أَيْ شَيْءٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı