الإِمْلاَءُ [el-imlâ΄] (hemzenin kesriyle) Bir kimseyi zikr olunan zükâm ʹilletine mübtelâ kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْـلَأَهُ اللهُ أَيْ أَزْكَمَهُ فَهُوَ مَمْلُوءٌ Ke-mâ zukire. Ve yayı pek çekip doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْـلَأَ فِي قَوْسِهِ أَيْ أَغْرَقَ فِي النَّزْعِ
اَلْإِمْلَاءُ [el-imlâ΄] (hemzenin kesriyle) Bu dahi Hak taʹâlâ bir kulunu tûl-i ʹömr ve ʹâfiyetle behremend ve berhûrdâr kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَاهُ اللهُ عُمْرَهُ أَيْ أَطَالَهُ وَمَتَّعَهُ بِهِ Ve müddeti imhâlle uzatmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَمْلَيْتُ لَهُ فِي غَيِّهِ إِذَا أَطَلْتَ Ve devenin ayağı bağını uzatıp meydânlı kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَمْلَيْتُ الْبَعِيرَ إِذَا وَسَّعْتَ لَهُ فِي قَيْدِهِ Ve إِمْلَالٌ [imlâl] maʹnâsınadır ki bir adam takrîr ve bir âher kimse yazmaktan yâhûd nüshaya nazar etmeyip ʹan zahri’l-kalb yazmaktan ʹibârettir; tekûlu: أَمْلَيْتُ الْكِتَابَ أَيْ أَمْلَلْتُهُ Ve imhâl ve te΄hîr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَى اللهُ لِلظَّالِمِ أَيْ أَمْهَلَهُ
اَلْإِمْلَاءُ [el-imlâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Müddeti uzatmak; tekûlu: أَمْلَيْتُ لَهُ فِي غَيِّهِ أَيْ أَطَلْتُ وَاَمْلَى اللهُ لَهُ أَيْ أَمْهَلَهُ وَطَوَّلَ لَهُ Ve
إِمْلَاءٌ [imlâ΄] Davarın ipin uzatmağa dahi derler; tekûlu: أَمْلَيْتُ لِلْبَعِيرِ إِذَا وَسَّعْتَ لَهُ فِي قَيْدِهِ Ve
إِمْلَاءٌ [imlâ΄] Hurûf-ı kinâyeti cemʹ etmeğe dahi derler; tekûlu: أَمْلَيْتُ الْكِتَابَ أُمْلِي وَأَمْلَلْتُهُ لُغَتَانِ جَيِّدَتَانِ جَاءَ بِهِمَا الْقُرْآنُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı