اَلْإِمْلاَحُ [el-imlâḩ] (hemzenin kesriyle) Şûr suya gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَحَ الرَّجُلُ إِذَا وَرَدَ مَاءً مِلْحًا Ve tatlı su şûr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَحَ الْمَاءُ إِذَا صَارَ مِلْحًا وَكَانَ عَذْبًا Ve dâbbeye şûr su içirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَحَ اْلإِبِلَ إِذَا سَقَاهَا مَاءً مِلْحًا Ve taʹâma tuzu kadrinden ziyâde kotarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَحَ الْقِدْرَ إِذَا أَكْثَرَ مِلْحَهَا
اَلْإِمْلَاحُ [el-imlâḩ] (hemzenin kesriyle) Tuzu mikdârından ziyâde komağa derler; tekûlu: أَمْلَحْتُ الْقِدْرَ إِذَا أَكْثَرْتَ فِيهَا الْمِلْحَ حَتَّى فَسَدَتْ Ve
إِمْلَاحٌ [imlâḩ] Tuzlu suya gelmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَمْلَحَتِ الْإِبِلُ إِذَا وَرَدَتْ مَاءً مِلْحًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı