el-berd ~ اَلْبَرْدُ

Kamus-ı Muhit - البرد maddesi

اَلْبَرَدُ [el-bered] (fethateynle) Doluya denir ki gökten yağar, حَبُّ الْغَمَامِ [ḩabbu’l-ġamâm] dahi derler ve yukâlu: بُرِدَ الْقَوْمُ عَلَى بِنَاءِ الْمَفْعُولِ إِذَا وَقَعَ بِهِمُ الْبَرَدُ Ve

بَرَدٌ [Bered] Bir mevziʹ adıdır.

اَلْبَرِدُ [el-berid] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْأَبْرَدُ [el-ebred] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) Dolu yağdıran buluta denir; yukâlu: سَحَابٌ بَرِدٌ وَأَبْرَدُ أَيْ مُمْطِرُ الْبَرَدِ

اَلْبُرْدُ [el-burd] (bâ’nın zammıyla) Bir nevʹ muhattat yaʹnî çubuklu kumaş adıdır; بُرْدٌ [burd]-i Yemânî zebân-zeddir. Cemʹi أَبْرَادٌ [ebrâd] gelir ve أَبْرُدٌ [ebrud] gelir ve بُرُودٌ [burûd] gelir. Ve bir nevʹ ʹabâya denir ki ihrâm gibi bedene bürünürler. Ve bu cemʹdir, müfredi بُرْدَةٌ [burdet]tir. Ve hâlen bu diyârlarda hırka taʹbîr ettiğimiz libâsa da بُرْدَةٌ [burdet] ıtlâk olunur; ve minhu’l-meselu: أَيْ يَفْعَلاَنِ فِعْلاً وَاحِدًا” هُمَا فِي بُرْدَةِ أَخْمَاسٍ” Mü΄ellifin “خ،م،س” mâddesinde beyânı üzere خِمْسٌ [Ḣims] ḣâ’nın kesriyle mülûk-i Yemen’den biridir ki بُرْدٌ خِمْسٌ dedikleri maʹrûf kumaşı en evvel o nesc ettirdi ve ʹinde’l-baʹz bir gûne kumaştır ki tûlü beş zirâʹ olur. İki adam birbiriyle kemâl-i muhabbet ü sadâkatle yek-dil ve yek-cihet olduklarında mesel-i mezbûru darb ederler, gûyâ ki ikisi sevb-i vâhid içre yek-vücûddur demektir. Ve yine emsâldendir ki iki kimse muhâsame ve şikâk ve muʹâdâtta şiddet ve yekdîgere îrâs-ı şerr ü mazarrat eyleseler “وَقَعَ بَيْنَهُمَا قَدُّ بُرُودِ يُمَنَةٍ” derler. يُمَنَةٌ [yumenet] yâ’nın zammı ve mîm’in fethiyle يُمَنٌ [yumen] lafzının vâhididir ki Yemen diyârında mensûc kumaşlara denir, be-gâyet kavî ve müstahkem olmakla yırtılması pek düşvâr ve ancak bir hâdise-i ʹazîme isâbetine mevkûf olur. Ve

بُرْدَةٌ [Burdet] Bir recül ismidir.

Vankulu Lugatı - البرد maddesi

اَلْبَرْدُ [el-berd] (bâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Soğuk ki ıssının mukâbilidir. Ve soğutmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: سَقَيْتُهُ شُرْبَةً بَرَدْتُ فُوَادَهُ أَبْرُدُهُ بَرْدًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve

بَرْدٌ [berd] Nevme dahi ıtlâk olunur, kâlallâhu taʹâlâ: ﴿لَا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا﴾ (النبأ 24)

اَلْبَرَدُ [el-bered] (fethateynle) Dolu ki gökten yağar; yukâlu: بُرِدَتِ الْأَرْضُ وَبُرِدَ بَنُو فُلَانٌ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَهْجُولِ

اَلْبَرِدُ [el-berid] (bâ’nın fethi ve râ’nın kesriyle) Dolu yağdıran bulut; yukâlu: سَحَابٌ بَرِدٌ

اَلْبُرْدُ [el-burd] (bâ’nın zammı ve râ’nın sükûnuyla) Bezlerden bir nevʹdir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı