el-bûʹ ~ اَلْبُوعُ

Kamus-ı Muhit - البوع maddesi

اَلْبَوْعُ [el-bevʹ] (bâ’nın fethi ve zammıyla) Bu dahi kulaca denir. Ve

بَوْعٌ [bevʹ] Masdar olur, kulaçla ölçmek maʹnâsına ki kulaçlamak taʹbîr olunur; yukâlu: باَعَ الثَّوْبَ يَبُوعُهُ بَوْعًا إِذَا قَدَّرَهُ بِبَاعِهِ Ve at adımlarını seyrek seyrek atmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: بَاعَ الْفَرَسُ فِي جَرْيِهِ إِذَا أَبْعَدَ خُطَاهُ Ve bir mâla bast-ı yed eylemek yaʹnî musallat olmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki kol uzatmak taʹbîr olunur; yukâlu: بَاعَ بِالْمَالِ إِذَا بَسَطَ يَدَهُ بِهِ Ve

بَوْعٌ [bevʹ] Dağ kuytusunda olan obruk yere denir; yukâlu: نَزَلُوا فِي بَوْعٍ أَيْ مَكَانٍ مُنْهَضِمٍ فِي لِصْبِ جَبَلٍ

Vankulu Lugatı - البوع maddesi

اَلْبُوعُ [el-bûʹ] (bâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Kulaçlamak; yukâlu: بُعْتُ الْحَبْلَ أَبُوعُهُ بَوْعًا إِذَا مَدَدْتَ بَاعَكَ بِهِ كَمَا تَقُولُ شَبَرْتُهُ مِنَ الشِّبْرِ Yaʹnî karışladım mahallinde شَبَرْتُهُ dedikleri gibi. Ve

بَاعٌ [bâʹ] Şeref ve kereme dahi ıtlâk olunur. Ve بَاعَ الْفَرَسُ فِي جَرْيِهِ dahi derler, kaçan adımın seyrek atsa. Ve bu nâkada dahi istiʹmâl olunur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı