اَلْأَوَلُ [el-evel] (fethateynle) Sebk ve takaddüm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوِلَ الرَّجُلُ أَوَلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَبَقَ
اَلْأَوَّلُ [el-evvel] Hemzenin ve vâv-ı müşeddedenin fethiyle ki آخِرٌ [âḣir] mukâbilidir. Ve “و،أ،ل” mâddesinde mersûmdur.
اَلْأَوْلُ [el-evl] (حَوْلٌ [ḩavl] vezninde) ve
اَلْمَآلُ [el-me΄âl] (مَعَادٌ [meʹâd] vezninde) Rücûʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ إِلَيْهِ الْأَمْرُ يَؤُولُ أَوْلًا وَمَآلًا إِذَا رَجَعَ Ve bir nesneden geriye dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ عَنْهُ إِذَا ارْتَدَّ Ve
أَوْلٌ [evl] ve
إِيَالٌ [iyâl] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bir nesne pek koyulanıp galîz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ الدُّهْنُ وَغَيْرُهُ أَوْلًا وَإِيَالًا إِذَا خَثُرَ Ve أَوْلٌ [evl] bu maʹnâda müteʹaddî olur; tekûlu: أُلْتُهُ إِذَا جَعَلْتَهُ خَاثِرًا Ve
إِيَالٌ [iyâl] ve
إِيَالَةٌ [iyâlet] (كِتَابٌ [kitâb] ve كِتَابَةٌ [kitâbet] veznlerinde) Vâlî olup hükûmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ عَلَى الْقَوْمِ أَوْلًا وَإِيَالًا وَإِيَالَةً إِذَا وَلِيَ Ve devâbb ve mevâşîyi hüsn-i takayyüd ü tîmâr ile ıslâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ الْمَالَ إِذَا أَصْلَحَهُ وَسَاسَهُ Ve kurtulmak maʹnâsınadır ki وَأْلٌ lafzında lügattır; yukâlu: آلَ مِنْ فُلَانٍ إِذَا نَجَا Ve davar zebûnlayıp arıklamak maʹnâsınadır; yukâlu: آلَ لَحْمُ النَّاقَةِ إِذَا ذَهَبَ فَضَمُرَتْ
اَلْأُوَلُ [el-uvvel] (hemzenin zammı ve vâv’ın fethiyle) Cemʹi, أُخْرَى [uḣrâ] ile أُخَرُ [uḣar] gibi. Ve cemâʹat-i ricâle dahi أُوَلُ [uvel] ıtlâk olunur, cemʹde mü΄enneslik olduğu için; tekûlu: أَقْوَامٌ أُوَلُ
اَلْأَوَّلُ [el-evvel] “وَأْلٌ” faslında zikr olunur inşâallâhu taʹâlâ.
اَلْأَوْلُ [el-evl] (hemzenin fethi ve vâv’ın fethi ve teşdîdiyle) Bir nesnenin ibtidâsı ki آخِرُ [âḣir]in mukâbilidir. Ve bunun aslı أَوْأَلُ idi, hemze vâv’a kalb olunup idgâm olunmuştur. Ve bunun aslı أَوْأَلُ olup أَفْعَلُ sîgası üzere olmasına delâlet edendir هَذَا أَوَّلُ مِنْكَ dedikleri kavlleri ve cemʹi أَوَائِلُ [evâ΄il] gelmesi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı