اَلتَّيْهُ [et-teyh] (tâ’nın fethi ve kesriyle) ve
اَلتَّيَهَانُ [et-teyehân] (fetehâtla) Yol azmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَاهَ الرَّجُلُ يَتِيهُ تَيْهًا وَتَيَهَانًا إِذَا ضَلَّ Ve bir nesneye muttasıl bir düzeye bakmak sebebiyle göz yorulup donuklamak maʹnâsınadır; yukâlu: تَاهَ بَصَرُهُ إِذَا تَافَ
اَلتِّيهُ [et-tîh] (tâ’nın kesriyle) Kibr ve ṡalef maʹnâsınadır; yukâlu: تَاهَ الرَّجُلُ يَتِيهُ تِيهًا إِذَا صَلِفَ وَتَكَبَّرَ ve yukâlu: بِهِ تِيهٌ أَيْ كِبْرٌ وَصَلَفٌ Ve
تِيهٌ [tîh] Beyâbâna denir; cemʹi أَتْيَاهٌ [etyâh] gelir ve cemʹü’l-cemʹi أَتَاوِيهُ [etâvîh] gelir; yukâlu: أَخَذُوا فِي تِيهٍ أَيْ مَفَازَةٍ Ve yol azmağa denir; yukâlu: وَقَعُوا فِي تِيهٍ أَيْ ضَلَالٍ Ve تَيْهَاءُ [teyhâ΄] ve مَتْيَهَةٌ [metyehet] maʹnâsına gelir, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلتِّيهُ [et-tîh] (tâ’nın kesri ve meddiyle) Mütekebbir olmak; yukâlu: تَاهَ يَتِيهُ تِيهًا إِذَا تَكَبَّرَ Ve
تِيهٌ [tîh] Sergerdân olup gezmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı