اَلْجَيْضُ [el-ceyḋ] (حَيْضٌ [ḩayḋ] vezninde) Bir nesneden meyl ve ʹudûl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَاضَ عَنْهُ يَجِيضُ جَيْضًا إِذَا حَادَ وَعَدَلَ
اَلْجِيَضُّ [el-ciyaḋḋ] (هِجَفٌّ [hiceff] vezninde) ve
اَلْجِيِضَّى [el-ciyiḋḋâ] (زِمِكَّى [zimikkâ] vezninde) Salını bulanı edâ ile yürümeğe denir; yukâlu: يَمْشِي الْجِيَضَّ وَالْجِيِضَّى أَيْ بِالتَّبَخْتُرِ وَالْإِخْتِيَالِ
اَلْجَيْضُ [el-ceyḋ] (cîm’in fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Meyl ve ʹudûl etmek; yukâlu: جَاضَ عَنِ الشَّيْءِ يَجِيضُ جَيْضًا أَيْ حَادَ عَنْهُ
اَلْجِيَضُّ [el-ciyaḋḋ] (cîm’in kesri ve yâ’nın fethi ve ḋâd’ın teşdîdiyle هِجَفٌّ [hiceff] gibi) Bir nevʹ yürümektir ki onda tekebbür ola, Ebû ʹUbeyd rivâyeti üzere. Ve هِجَفٌّ [hiceff] ağır yüklü olan nesnedir, مُثْقَلٌ [mušamp;ḵal] gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı