اَلْحِرَاقُ [el-ḩirâḵ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bu dahi her nesneyi ifsâd ve tebâh eder olan adama denir. Ve aşı kalemine denir. Ve şol âteşe denir ki düşüp uğradığı nesneden eser komaz ola; yukâlu: نَارٌ حِرَاقٌ إِذَا كَانَتْ لاَ تُبْقِي شَيْئًا Ve bir nesneyi zor ve şiddetle atmağa denir; yukâlu: رَمْيٌ حِرَاقٌ أَيْ شَدِيدٌ
اَلْحَرُوقُ [el-ḩarûḵ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve
اَلْحُرُوقُ [el-ḩurûḵ] (ثُبُورٌ [šamp;ubûr] vezninde) ve
اَلْحَرُوقَاءُ [el-ḩarûḵâ΄] (جَلُولاَءُ [celûlâ΄] vezninde) ve
اَلْحُرَاقَةُ [el-ḩurâḵat] (كُنَاسَةٌ [kunâset] vezninde) ve
اَلْحُرَاقُ [el-ḩurâḵ] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde; bu ikide râ’nın teşdîdiyle de câ΄izdir, ʹalâ-kavlin حُرَاقَةٌ [ḩurâḵat]ta teşdîd lahndır) Kava denir ki çakmak çakılır.
اَلْحُرَاقُ [el-ḩurâḵ] (ḩâ’nın zammı ve lâm’ın tahfîfiyle) Ziyâde tuzlu olan su. Ve
حُرَاقٌ [ḩurâḵ] Şol ata derler ki seğirtmede ziyâde müteşevvik olup âteş misâli tîz ola; yukâlu: فَرَسٌ حُرَاقُ الْعَدْوِ إِذَا كَانَ يَحْتَرِقُ فِي عَدْوِهِ Ve
حُرَاقٌ [ḩurâḵ] ve
حُرَاقَةٌ [ḩurâḵat] Şol kava derler ki çakmaktan âteş çıktıkta onun üzerine düşer. Ve ʹâmme onu teşdîdle istiʹmâl ederler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı