اَلْحَذْيُ [el-ḩažy] (ḩâ’nın fethiyle) Sirke ve şarâb ve bayat süt makûlesi hiddetli nesne dili ısırıp acıştırmak maʹnâsınadır; pes vâvî ve yâ΄î olur; yukâlu: حَذَى اللَّبَنُ وَغَيْرُهُ لِسَانَهُ يَحْذِيهِ حَذْيًا إِذَا قَرَصَهُ Ve derinin yırtığını çoğaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَذَى الْإِهَابَ إِذَا خَرَّقَهُ فَأَكْثَرَ Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَذَى يَدَهُ إِذَا قَطَعَهَا Ve bir adamı lisâna getirip dillemek maʹnâsınadır; yukâlu. حَذَى فُلَانًا بِلِسَانِهِ إِذَا وَقَعَ فِيهِ
اَلْحِذْيُ [el-ḩižy] (عِذْيٌ [ʹižy] vezninde) Bir şecer adıdır.
اَلْحِذْيُ [el-ḩižy] (ḩâ’nın kesri ve žâl’ın sükûnuyla) Sirke ağzı incitmek; yukâlu: حَذَا الْخَلُّ فَاهُ يَحْذِيهِ حِذْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَرَصَهُ Ve قَرْصٌ [ḵarṡ] çimdiklemeğe derler; ve yukâlu: شَرَابٌ يَحْذِي اللِّسَانَ Ve حِذْيٌ [ḩižy] kesmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: حَذَيْتُ يَدَهُ بِالسِّكِّينِ وَحَذَتِ الشَّفْرَةُ النَّعْلَ إِذَا قَطَعَتْهَا Yaʹnî bıçkı sahtiyânı kesse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı