el-ḩûḵ ~ اَلْحُوقُ

Kamus-ı Muhit - الحوق maddesi

اَلْحُوقُ [el-ḩûḵ] (ḩâ’nın zammıyla) Zeker başının çevresine denir; ḩâ’nın fethiyle de lügattir. ʹAlâ-kavlin ḩâ’nın fethiyle zekerin değirmiliğine denir.

اَلْحَوْقُ [el-ḩavḵ] (شَوْقٌ [şevḵ] vezninde) Süpürmek maʹnâsınadır; tekûlu: حُقْتُ الْبَيْتَ أَحُوقُهُ حَوْقًا أَيْ كَنَسْتُهُ Ve bir nesneyi ovup huşûnetini gidermekle düzeltmek maʹnâsınadır, buruşuk nesneyi ovup düzelttikleri gibi; yukâlu: حَاقَ الشَّيْءَ إِذَا دَلَكَهُ وَمَلَّسَهُ Ve

حَوْقٌ [ḩavḵ] Cemʹ-i kesîre denir. Ve ihâta eylemek maʹnâsınadır, حَيْقٌ [ḩayḵ] gibi; yukâlu: حَاقَ بِهِ حَوْقًا إِذَا أَحَاطَ بِهِ Ve

حَوْقٌ [ḩavḵ] مَحُوقٌ [maḩûḵ] maʹnâsına olur ki süpürülmüş nesneye denir. Kezâlik huşûneti giderilip düzlenmiş ve hemvâr olmuş nesneye denir; ve minhu yukâlu: تُرِكَتِ النَّخْلَةُ حَوْقًا إِذَا أُشْعِلَتْ فِي الْكَرَانِيفِ Esâs’ın beyânına göre bir gulâm hurmâ ağacının كَرَانِيفُ [kerânîf]ini yaʹnî özdeğinde kalan kesilmiş budakların dipleri olan düğmelerini düzeltmek için çerâg ile tutuşturup ihrâk ve izâle eder idi. Bir âher gulâm bunu bu hâlle gördükte سَحَقْتَ النَّخْلَةَ حَتَّى تَرَكْتَهَا حَوْقًا dedi ki حَوْقٌ [ḩavḵ] burada مَحُوقَةٌ [maḩûḵat] maʹnâsına olmakla “Ağacı tamâm istîsâl edip berk ve şâhlarını tamâm süpürülmüş yâhûd düzelmiş bıraktın” demektir.

Vankulu Lugatı - الحوق maddesi

اَلْحُوقُ [el-ḩûḵ] (ḩâ’nın zammı ve meddiyle) Zeker başının çevresi gerd-â-gerd-i حَشَفَةٌ [ḩaşefet] maʹnâsına.

اَلْحَوْقُ [el-ḩavḵ] (ḩâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Süpürmek, كَنْسٌ [kens] maʹnâsına; tekûlu: حُقْتُ الْبَيْتَ أَحُوقُهُ إِذَا كَنَسْتَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı