اَلدِّمَّةُ [ed-dimmet] (dâl’ın kesriyle) Kehleye denir, قَمْلَةٌ [ḵamlet] maʹnâsına. Ve karıncaya denir. Ve hey΄eti hurde ve hakîr bodur adama denir. Ve kediye denir, هِرَّةٌ [hirret] maʹnâsına. Ve deve kığına denir, بَعَرَةٌ [beʹaret] maʹnâsına. Ve koyun yatağına denir.
اَلدَّمَةُ [ed-demet] (fethateynle) Tahsîs içindir, bir parça kana denir, ʹalâ-kavlin دَمٌ [dem] lafzında lügattir; yukâlu: دَمٌ وَدَمَةٌ Ve
دَمٌ [dem] Kediye denir سِنَّوْرٌ [sinnevr] maʹnâsına.
اَلدُّمَّةُ [ed-dummet] (dâl’ın zammıyla) Tarîka ve üslûb maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ فِي دُمَّةٍ حَسَنَةٍ أَيْ طَرِيقَةٍ Ve bir laʹib adıdır. Ve دَامَّاءُ [dâmmâ΄] maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلدِّمَّةُ [ed-dimmet] (dâl’ın kesriyle) Deve necisi, بَعْرَةٌ [baʹret] maʹnâsına.
اَلدَّمَةُ [ed-demet] (fethateynle) دَمٌ [dem]in vâhidi, bir pâre kan maʹnâsına, nitekim beyâzın vâhidinde بَيَاضَةٌ [beyâḋat] derler.
اَلدُّمَّةُ [ed-dummet] (dâl’ın zammı ve mîm’in teşdîdiyle) Bir oyundur, tâ΄ife-i ʹArab beyninde maʹrûftur. Ve
دُمَّةٌ [dummet] Tarîkate dahi derler. Ve
دُمَّةٌ [dummet] ʹArab tavşanı yuvasına dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı