er-ruḵḵ ~ اَلرُّقُّ

Kamus-ı Muhit - الرق maddesi

اَلرُّقُّ [er-ruḵḵ] (râ’nın zammıyla) Denizde yâhûd derede cârî yufka suya denir ki derin olmaya; râ’nın fethiyle de câ΄izdir; tekûlu: عَبَرْنَا عَنِ الرُّقِّ وَهُوَ الْمَاءُ الرَّقِيقُ فِي الْبَحْرِ أَوِ الْوَادِي Ve رَقَاقٌ [reḵâḵ] maʹnâsınadır ki سَحَابٌ [seḩâb] veznindedir, ke-mâ se-yuzkeru.

اَلرَّقُّ [er-raḵḵ] (râ’nın fethi ve kesri ḵâf’ın teşdîdiyle) Yazı ve yazacak yufka deriye denir, selefte kâgıd yerine ona yazarlar idi. Ekser ceyran derisinden ederler ve hâlen baʹzı rûz-nâme makûlesi resm ederler; yukâlu: كَتَبَهُ فِي الرَّقِّ أَيِ الْجِلْدِ الرَّقِيقِ يُكْتَبُ فِيهِ Ve

رَقٌّ [raḵḵ] Yufka nesneye denir, رَقِيقٌ [raḵîḵ] gibi; yukâlu: شَيْءٌ رَقٌّ أَيْ ضِدُّ غَلِيظٍ Ve beyâz sahîfeye denir; yukâlu: رَقَمَهُ فِي رَقٍّ أَيْ صَحِيفَةٍ بَيْضَاءَ Ve büyük kaplumbağaya denir, ʹalâ-kavlin su cânverlerinden bir küçük cânver ismidir; cemʹi رُقُوقٌ [ruḵûḵ] gelir. Müfredât-ı sâ΄irede deniz kaplumbağasıyla müfesserdir.

اَلرِّقُّ [er-riḵḵ] (râ’nın kesriyle) Mülk maʹnâsınadır ki memlûkiyyetten ʹibârettir. Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre رِقٌّ [riḵḵ] ʹubûdiyyet cihetiyle olan mülk maʹnâsınadır ki kul ve câriyenin memlûkiyyetleridir. İsm ve masdar olur; ve minhu yukâlu: عَبْدُ الشَّهْوَةِ أَذَلُّ مِنْ عَبْدِ الرِّقِّ ve yukâlu: رَقَّ الشَّخْصُ رَقًّا ve yukâlu: ضَرَبَ الرِّقَّ عَلَيْهِ Ve bu zaʹf ve rikkat maʹnâsındandır. ʹAlâ-kavlin mâlikine rikkat ve huzûʹ ve inkıyâdı tasavvuruna mebnîdir. Pes mü΄ellifin burada اَلْمُلْكُ ʹunvânında ıtlâkı kâsır yâhûd iştihârına mebnîdir. Ve

رِقٌّ [riḵḵ] Bir nevʹ dikenli nebât ismidir. Ve ağaç yaprağına ıtlâk olunur yâhûd davarın otlaması sehl olan çalı ve ağaç budaklarına ıtlâk olunur; yukâlu: تَرْعَى الْمَاشِيَةُ الرِّقَّ أَيْ وَرَقَ الشَّجَرِ أَوْ مَا سَهُلَ عَلَى الْمَاشِيَةِ مِنَ الْأَغْصَانِ Ve رَقَاقٌ [reḵâḵ] maʹnâsınadır ki سَحَابٌ [seḩâb] veznindedir, ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - الرق maddesi

اَلرَّقُّ [er-raḵḵ] (râ’nın fethi ile) Şol yufka deridir ki onda yazı yazarlar. Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فِي رَقٍّ مَنْشُورٍ﴾ (الطور، 3) Ve

رِقٌّ [riḵḵ] Kezâlik kaplubağanın boynuna derler.

اَلرِّقُّ [er-riḵḵ] (râ’nın kesri ve ḵâf’ın teşdîdiyle) Mülkten bir nevʹdir ki o ʹubûdiyyet tarîkiyle olan mülktür. Ve

رِقٌّ [riḵḵ] Yufka nesneye dahi derler, رَقِيقٌ [reḵîḵ] maʹnâsına. Bu cihetten mülâyim olan yere رِقٌّ [riḵḵ] derler, Aṡmaʹî rivâyeti üzere.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı