اَلرَّيِّحُ [er-reyyiḩ] (كَيِّسٌ [keyyis] vezninde) Hoş ve mülâyim rüzgârlı güne denir; yukâlu: يَوْمٌ رَيِّحٌ أَيْ طَيِّبُ الرِّيحِ
اَلرِّيحُ [er-rîḩ] (râ’nın kesriyle) Yele denir ki havâ-yı müteharrikeden ʹibârettir, Fârisîde bâd ve Türkîde yel derler. Cemʹi أَرْوَاحٌ [ervâḩ] gelir, vâv ile ve أَرْيَاحٌ [eryâḩ] gelir, yâ’yla ve رِيَاحٌ [riyâḩ] gelir ve رِيَحٌ [rîyaḩ] gelir, عِنَبٌ [ʹineb] vezninde ve cemʹü’l-cemʹi أَرَاوِيحُ [erâvîḩ] ve أَرَايِيحُ [erâyîḩ] gelir.
اَلرَّيِّحُ [er-reyyiḩ] (râ’nın fethi ve yâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Gökçek kokulu demek olur; yukâlu: يَوْمٌ رَيِّحٌ وَمَكَانٌ رَيِّحٌ
اَلرِّيحُ [er-rîḩ] (râ’nın kesriyle) Yel, rüzgâr maʹnâsına. Ve gâh olur ki رِيحٌ [rîḩ] galebe ve kuvvet maʹnâsına da gelir. Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ﴾ (الأنفال 46)
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı