اَلْبَصِيصٌ [el-beṡîṡ] (هَزِيزٌ [hezîz] vezninde) Yaldıramak maʹnâsınadır; yukâlu: بَصَّ الشَّيْءُ بَصِيصًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا بَرَقَ وَلَمَعَ Ve bir adama azca nesne vermek maʹnâsınadır; tekûlu: بَصَّ لِي بِيَسِيرٍ أَيْ أَعْطَانِي Ve su sızmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَصَّ الْمَاءُ إِذَا رَشَحَ Ve
بَصِيصٌ [beṡîṡ] Titremeğe denir; yukâlu: أَخَذَهُ بَصِيصٌ أَيْ رِعْدَةٌ Ve sayıya denir; yukâlu: حَصِيصُهُمْ وَبَصِيصُهُمْ كَذَا أَيْ عَدَدُهُمْ
اَلْبَصِيصُ [el-beṡîṡ] (bâ’nın fethi ve ṡâd’ın kesri ve meddiyle) Bir nesne yaldırayıp berk vurmaktır, dırahşîden maʹnâsına; yukâlu: بَصَّ الشَّيْءُ يَبِصُّ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا لَمَعَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı