اَلْبُصْرَةُ [el-buṡrat] (bâ’nın zammıyla) Toprağı kızıl ve pâkîze ve münbit olan arza denir. Ve azca süt bakiyyesine denir ki görünür olur.
اَلْبَصْرَةُ [el-Baṡrat] (bâ’nın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla ve bâ’nın kesri ve fetehâtla ve ṡâd’ın kesriyle de zebân-zeddir) Bir şehr-i maʹrûf adıdır ki bender-i ʹIrâḵ’tır. ʹAlâ-kavlin بَصْرَةٌ [baṡrat] “bes râh”-ı Fârisî muʹarrebidir ki çok yollar demektir. Şârih der ki ercah olan بَصْرَةٌ [baṡrat] dedikleri küfeki taş yerinde çok olup ve onlar ile mebnî olduğu bâʹis-i tesmiyedir. Hilâfet-i Fârûḵ-ı aʹzam zamânında binâ olunmuştur. Ve
بَصْرَةُ [Baṡrat] Maġrib’de dahi bir belde adıdır; târîh-i hicrîden dört yüz sene mürûrunda harâb oldu. Ve
بَصْرَةٌ [baṡrat] Arz-ı galîzaya denir ki por yer taʹbîr olunur, ıraktan parıldar. Ve bir nevʹ taşa denir ki gevşek olup ve onda beyâzlık olur, yaʹnî hâlîs beyâz olmayıp lâkin yer yer beyâzlığı olmakla ıraktan parıldayıp görünür, Türkîde küfeki taʹbîr ettikleridir.
اَلْبَصْرَةُ [el-baṡret] (bâ’nın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) Şol mülâyim taşlardır ki beyâza mâ΄il ola ve beyâz olmaya. Ve bu cihetten Baṡra’ya Basra dediler. Ve eger hâ’yı iskât edersen Biṡar dersin, bâ’nın kesriyle.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı