اَلْبَعَثُ [el-baʹašamp;] (fethateynle) Uyanık olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَعِثَ الرَّجُلُ بَعَثًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَرِقَ
اَلْبَعِثُ [el-baʹišamp;] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Geceler uyumayıp teheccüd üzere olan kişiye denir; yukâlu: رَجُلٌ بَعِثٌ أَيْ مُتَهَجِّدٌ سَهْرَانُ
اَلْبَعْثُ [el-baʹšamp;] (بَحْثٌ [baḩšamp;] vezninde) Göndermek maʹnâsınadır; yukâlu: بَعَثَهُ بَعْثًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَرْسَلَهُ
اَلْبَعْثُ [el-baʹšamp;] (bâ’nın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Göndermek; yukâlu: بَعَثَهُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيْ أَرْسَلَهُ Ve
بَعْثٌ [baʹšamp;] Nâkaya dâg vurmağa dahi derler; yukâlu: بَعَثْتُ النَّاقَةَ إِذَا أَثَّرْتَهَا Ve uykudan uyandırmağa da derler; yukâlu: بَعَثَهُ مِنْ مَنَامِهِ أَيْ أَهَبَّهُ Ve ölüyü diriltmeğe dahi derler; yukâlu: بَعَثَ الْمَوْتَى أَيْ نَشَرَهُمْ لِيَوْمِ الْبَعْثِ Ve
بَعْثٌ [baʹšamp;] Bile koşulan ʹaskere de derler; ve minhu kavluhum: كُنْتُ فِي بَعْثِ فُلَانٍ أَيْ فِي جَيْشِهِ الَّذِي بُعِثَ مَعَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı