eṡ-ṡa΄ṡa΄at ~ اَلصَّأْصَأَةُ

Kamus-ı Muhit - الصأصأة maddesi

الصَّأْصَأَةُ [eṡ-ṡa΄ṡa΄at] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) Kelb eniği gözleri açılmazdan mukaddem bakmağa çalışıp gözlerini kımıldatmak, ʹalâ-kavlin gözlerini açmak üzere olmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَأْصَأَ الْجَرْوُ إِذَا حَرَّكَ عَيْنَيْهِ قَبْلَ التَّفْتِيحِ أَوْ كَادَ يَفْتَحُهُمَا Ve bir kimseden korkup ona tevâzuʹ ve ser-fürû kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَأْصَأَ مِنْ فُلاَنٍ إِذَا خَافَ وَذَلَّ لَهُ Ve âvâz vermek maʹnâsınadır; yukâlu: صَأْصَأَ بِهِ أَيْ صَوَّتَ Ve dişi hurmâ ağacı aşı tutmak maʹnâsınadır, شَأْشَأَةٌ [şe΄şe΄et] gibi; yukâlu: صَأْصَأَتِ النَّخْلَةُ أَيْ شَأْشَأَتْ Ve korkak olmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَأْصَأَ الرَّجُلُ إِذَا جَبُنَ

Vankulu Lugatı - الصأصأة maddesi

اَلصَّأْصَأَةُ [eṡ-ṡa΄ṡa΄at] (ʹalâ-vezni اَلزَّلْزَلَة [ez-zelzelet]) İt eniği gözü açılmazdan evvel bakmak dilemek; yukâlu: صَأْصَأَ الْجَرْوُ إِذَا الْتَمَسَ النَّظَرَ قَبْلَ أَنْ تَنْفَتِحَ عَيْنُهُ أَوَانَ فَتْحِهِ Ve fi’l-hadîsi: “فَقَّحْنَا وَصَأْصَأْتُمْ” أَيْ أَبْصَرْنَا أَمْرَنَا وَلَمْ تُبْصِرُوهُ Ve تَفْقِيحٌ [tefḵîḩ] bir nesneyi ibtidâdan göz açıp görmek. Ve bir kimseden havf etmek; yukâlu: صَأْصَأْتُ مِنَ الرَّجُلِ أَيْ خِفْتُ Ve dişi hurmâ ağacı erkek hurmâ ağacından asılan nesneyi kabûl etmeyip hurmânın çekirdeği olmamak; yukâlu: صَأْصَأَتِ النَّخْلَةُ إِذَا لَمْ تَقْبَلِ اللِّقَاحَ وَلَمْ يَكُنْ لِلْبُسْرِ نَوًى

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı