eṡ-ṡu΄iyy ~ اَلصُّئِيُّ

Kamus-ı Muhit - الصئي maddesi

اَلصُّئِيُّ [eṡ-ṡu΄iyy] (ṡâd’ın harekât-ı selâsı ve yâ’nın teşdîdiyle) Kuş yavrusu ve fâre ve hayye ve hirre ve yerbûʹ makûlesi cânver seslenmek ve ötmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَأَى الْفَرْخُ صُئِيًّا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا صَاحَ ve minhu yukâlu: جَاءَ بِمَا صَأَى وَصَمَتَ أَيْ بِالْمَالِ النَّاطِقِ وَالصَّامِتِ

Vankulu Lugatı - الصئي maddesi

اَلصَّئِيُّ [eṡ-ṡa΄iyy] (ṡâd’ın fethi ve hemzenin kesri ve yâ’nın teşdîdiyle فَعِيلٌ [faʹîl] vezni üzere) Kuş yavrusunun ve ona şebîh olanın âvâzı; yukâlu: صَأَى يَصْأَى صَئِيًّا عَلَى مِثَالِ صَفَى يَصْفَى صَفِيًّا إِذَا صَاحَ وَكَذَلِكَ الْخِنْزِيرُ وَالْفِيلُ وَالْفَأْرُ وَالْيَرْبُوعُ Ve يَرْبُوعٌ [yerbûʹ] ʹayn-ı mühmele ile ʹArab tavşanı dedikleri cânverdir. Ve fi’l-meseli: “جَاءَ بِمَا صَأَى وَصَمَتَ” إِذَا جَاءَ بِالْمَالِ الْكَثِيرِ أَيِ النَّاطِقِ وَالصَّامِتِ Ve نَاطِقٌ [nâṯiḵ]tan murâd deve ve sığır ve koyundur ve صَامِتٌ [ṡâmit]ten murâd altın ve akçedir; ve yukâlu eyzan: “جَاءَ بِمَا صَاءَ وَصَمَتَ” وَهُوَ مَقْلُوبٌ مِنْ صَأَى Ve Ferrâ eyitti: اَلْعَقْرَبُ تَصِئِي وَتَصْأَى Ve تَصْئِي [taṡ΄î]dahi derler. Ve fi’l-meseli: “تَلْدَغُ الْعَقْرَبُ وَتَصْئِي وَالْوَاوُ لِلْحَالِ عَلَى رِوَايَةِ الْأَصْمَعِيِّ Yaʹnî ʹakreb mûzîdir, hâlet-i sıgarında dahi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı