الطَّسَأُ [eṯ-ṯase΄] (ṯâ’nın ve sîn’in fethiyle) ve
الطَّسْءُ [eṯ-ṯas΄] (sîn’in sükûnuyla) Tohme ve imtilâ olmak, ʹalâ-kavlin yağlı ve çerb taʹâm yemekle bıkıp tiskinmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَسِئَ الرَّجُلُ وَطَسَأَ طَسَأً وَطَسْئًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّالِثِ إِذَا اتَّخَمَ أَوْ مِنَ الدَّسَمِ Ve utanmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَسَأَ مِنْهُ أَي اِسْتَحْيَا
اَلطَّسْءُ [eṯ-ṯas΄] (sîn’in sükûnuyla ve fethiyle) Tohme olmak; tekûlu: طَسِئْتُ أَطْسَأُ طَسْئًا وَطَسَأً إِذَا اتَّخَمْتَ عَنِ الدَّسَمِ Ve دَسَمٌ [desem] dâl-ı mühmele ve sîn-i mühmelenin fethiyle çerb maʹnâsınadır; yukâlu: طَسِئَتْ نَفْسِي مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Nefsim doydu ve imtilâ oldu maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı