اَلطَّمْيُ [eṯ-ṯamy] (ṯâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Su çoğalıp yukarı kalkmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَى الْمَاءُ طَمْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا عَلَا Ve nebât boylanıp uzamak maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَى النَّبْتُ إِذَا طَالَ Ve bir adamın himmeti ʹâlî olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: طَمَتْ هِمَّتُهُ إِذَا عَلَتْ Ve nehr yâhûd bahr dolup taşkın olmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَى الْبَحْرُ إِذَا امْتَلَأَ
اَلطُّمِيُّ [eṯ-ṯumiyy] (ṯâ’nın zammı ve yâ’nın teşdîdiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: طَمِيَ الْمَاءُ يَطْمَى طُمِيًّا إِذَا ارْتَفَعَ كَذَلِكَ Ve
طُمُوُّ [ṯumuvv] ʹAvret erine bî-hûzurluğa kıyâm göstermeğe dahi derler; yukâlu: طَمَتِ الْمَرْأَةُ بِزَوْجِهَا إِذَا ارْتَفَعَتْ بِهِ
اَلطَّمْيُ [et-ṯamy] (ṯâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Sürʹatle geçmek; yukâlu: طَمَى يَطْمِي مِثْلُ طَمَّ يَطِمُّ إِذَا مَرَّ مُسْرِعًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı