el-ʹažiret ~ اَلْعَذِرَةُ

Kamus-ı Muhit - العذرة maddesi

اَلْعَذِرَةُ [el-ʹažiret] (زَنِخَةٌ [zeniḣat] vezninde) Bu dahi gâ΄ite denir.

اَلْعَذْرَةُ [el-ʹažret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Ev önünde ve avlusunda olan ʹarsaya denir, فِنَاءُ دَارٍ maʹnâsına. Ve nâsın müctemiʹ olduğu meclise denir. Ve buğday içinden çıkan atılacak kemter nesneye denir.

اَلْمَعْذِرَةُ [el-maʹžiret] (mîm’in fethi ve zâl’in harekât-ı selâsıyla) ve

اَلْعِذْرَةُ [el-ʹižret] (ʹayn’ın kesriyle) İsmlerdir, îrâd olunan ʹözr ve bahâneyi kabûl eylemeğe denir.

اَلْعُذْرَةُ [el-ʹužret] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) عِذَارٌ [ʹižâr] gibi dâbbenin ʹizâr yerine basılır bir gûne damga adıdır. Ve cebhede olan perçeme denir, نَاصِيَةٌ [nâṡiyet] maʹnâsına. Ve bir bölük saça ıtlâk olunur. Ve çocuğun sünnet olan dericeğizine denir, قُلْفَةٌ [ḵulfet] maʹnâsına. Ve at kısmının yağrınısı üstünde olan tüylere denir. Ve ferc-i zenânda olan lahm-ı zâ΄ide denir; yukâlu: خَتَنَتِ الْعُذْرَةَ أَيِ الْبَظْرَ Ve خِتَانٌ [ḣitân] maʹnâsınadır; yukâlu: دَنَا وَقْتُ عُذْرَةِ الصَّبِيِّ أَيْ خِتَانِهِ Ve kızlığa denir, bekâret maʹnâsına; ve minhu yukâlu: هُوَ أَبُو عُذْرِهَا أَيْ مُفْتَضُّهَا Bu kelâm bir gayr-i mesbûk nesne ihtirâʹ eden kimse hakkında darb olunur; أَبُو عُذْرَةٌ [ebû ʹužret] dahi zebân-zeddir. Ve

عُذْرَةٌ [ʹUžret] Felekte beş kevkeb adıdır ki Kehkeşân’ın evâhirinde olur. Şârihin beyânı üzere Şiʹrâ΄-yı ʹUbûr’un tahtında olup eyyâm-ı vasat-ı harârette tulûʹ ederler. Ve

عُذْرَةٌ [ʹužret] Kızın bekâretini izâle eylemeye denir. Ve minhu أَبُو عُذْرَتِهَا أَيْ مُفْتَضُّهَا Ke-mâ zukire. Ve bir kevkeb adıdır ki tulûʹunda harâret-i havâ müştedd olur, Suheyl bundan sonra tulûʹ eder. Ve

عُذْرَةٌ [ʹužret] ʹAlâmet ve nişân maʹnâsınadır; yukâlu: هَذِهِ عُذْرَتُهُ أَيْ عَلاَمَتُهُ Ve boğaz ʹilletlerinden bir ʹillet adıdır, ʹalâ-kavlin demin galeyânından nâşî boğaza ʹârız olan vecaʹa denir. Ve boğazda vecaʹ-ı mezkûrun mahalline denir ki küçük dile karîbdir. Şârih der ki zikr olunan ʹillet mevâziʹ-i hârrede عُذْرَةٌ [ʹUžret] dedikleri kevkeb-i mezkûrun tulûʹunda çocukların boğazlarında hâdis olur. Bir nesne ile deşip müctemiʹ olan kanını ihrâc ederler. Ve

عُذْرَةُ [ʹUžret] Yemen’de bir kabîle adıdır; ʹaşk ve ʹiffetle mecbûl olan kabîle olacaktır.

Vankulu Lugatı - العذرة maddesi

اَلْعَذِرَةُ [el-ʹažiret] (ʹayn’ın fethi ve žâl’ın kesriyle) Evin önü, finâ-i dâr maʹnâsına. Ve finâ-i dâra عَذِرَةٌ [ʹažiret] dediklerine bâʹis budur ki ekseriyyâ عَذِرَةٌ [ʹažiret]i yaʹnî necâseti onda ilkâ ederler.

اَلْعِذْرَةُ [el-ʹižret] (kezâlik ʹayn’ın kesri ve žâl’ın sükûnuyla) Bu maʹnâyadır, رِكْبَةٌ [rikbet] ve جِلْسَةٌ [cilset] gibi.

اَلْعُذْرَةُ [el-ʹužret] (ʹayn’ın zammı ve žâl’ın sükûnuyla) Boğaz ağrısıdır ki kandan olur. Ve o kan cemʹ olan yere dahi عُذْرَةٌ [ʹužret] derler ki o dilcik dedikleri ʹuzva karîb olan yerdir. Ve

عُذْرَةٌ [ʹužret] Şol kıllardır ki atın omzunda biter, şöyle ki ata binen kimse ona yapışır dahi biner. Ve sâhib-i Ṡurâḩ bu makâmda عُذْرَةٌ [ʹužret] “mûy-i pişânî-i esb” dediği sehvdir, zîrâ Cevherî مَا عَلَى الْمِنْسَجِ مِنَ الشَّعْرِ demiştir.مِنْسَجٌ [minsec] hod omuzdur, alın değildir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı