el-ʹarâfet ~ اَلْعَرَافَةُ

Kamus-ı Muhit - العرافة maddesi

اَلْعَرَافَةُ [el-ʹarâfet] (لَطَافَةٌ [leṯâfet] vezninde) Bir kimse kavmine عَرِيفٌ [ʹarîf] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَرُفَ فُلاَنٌ وَعَرَفَ عَرَافَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالثَّانِي إِذَا صَارَ عَرِيفًا

اَلْعِرَافَةُ [el-ʹirâfet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Kâhinlik eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَفَ الرَّجُلُ عِرَافَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا عَمِلَ الْعِرَافَةَ Şârih der ki kâhine عَرَّافٌ [ʹarrâf] derler, شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde. Baʹzılar müneccim ve sâ΄ir ʹilm-i gayb iddiʹâ edenler ile tefsîr eylediler ki murâd lâ-ʹan-istidlâl gaybdan haber vermek sadedinde olanlardır.

Vankulu Lugatı - العرافة maddesi

اَلْعَرَافَةُ [el-ʹarâfet] (ʹayn’ın fethiyle) Re΄îs olmak; tekûlu: عَرُفَ عَرَافَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ عَلَى مِثَالِ خَطَبَ خَطَابَةً إِذَا صَارَ عَرِيفًا

اَلْعِرَافَةُ [el-ʹirâfet] (ʹayn’ın kesriyle) Nakîblik işlemek; tekûlu: عَرَفَ فُلَانٌ عَلَيْهَا سِنِينَ يَعْرُفُ عَرَافَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ عَلَى مِثَالِ كَتَبَ يَكْتُبُ كِتَابَةً

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı